1984'ün Feminist Anlatımı Çıkıyor

Amerikan yazar Sandra Newman'ın romanı Julia hepimizin bildiği distopik hikayeyi Winston Smith'in sevgilisinin perspektifinden yazar.

George Orwell'in mirasçıları hikayeyi Winston Smith'in sevgilisi Julia'nın gözünden anlatan bir feminist yeniden yazımı onayladılar.

Edebiyatın en ünlü cümlelerinden biri olan 'Soğuk bir nisan günüydü ve saatler on üçü gösteriyordu.' ile açılan roman Britanya'nın distopik bir geleceğini anlatır. Artık adı 'Hava Meydanı Bir' olmuştur ve 'Okyanusya' isimli totaliter devletin parçasıdır. Büyük birader herkesi yönetir ve Düşünce Polisi herhangi bireysel düşünceyi kökünden keser. Winston Smith Gerçeklik Bakanlığı'nda çalışmaktadır, burada tarih Büyük Birader'in versiyonuna uyacak şekilde yeniden yazılır. İkisi de yakalanıp Oda 101'de yeniden eğitime gönderilene dek, Kurgu Departmanın'nda roman yazan makineler üzerinde çalışan Julia ile yasak bir ilişkiye başlar.

Sandra Newman'ın Julia'sında Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ün olay örgüsü kadının gözünden anlatılır. Granta yapımcılık Julia'nin Okyanusya dünyasını 'Winston'dan çok daha iyi anladığını ve esasen hayatından mutlu olduğunu' söyler. Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'te yazdığı üzere ' (Julia) bazı açılardan Winston'dan çok daha zeki ve Parti propagandasına kanmaya çok daha az elverişliydi... Aynı zamanda ona İki Dakikalık Nefret sırasında zorlandığı tek kısmın gülmemek olduğunu söylediğinde içinde bir kıskançlık uyandırmıştı. Acak Parti propagandasını sadece kendi hayatını etkilediği zaman sorgulardı.'


Julia aşka hiçbir türlü dünyayı bilmiyordur ve Winston hayatına girene kadar başka bir dünyayı hayal de edemez. Fırsatçıdır da, hiçbir şeye inanmaz veya arkasında durmaz, siyaseti önemsemez. Sıkça kuralları kırar ama gerektiğinde rejim ile iş birliği yapar. İdeal bir Okyanusya vatandaşıdır. Ancak bir gün kendini koridorda Winston Smith'e doğru yürürken bulduğunda içgüdüsel olarak eline bir not tutuşturur. Potansiyel olarak intihar anlamına gelebilecek bir hareket olması nedeniyle artık kendini kaybetmeye başladığını ve bu dünyada artık güvenli olarak hareket etme konusunda kendisine güvenemeyeceğini anlar.

Orwell'in haklarını korumakla görevli olan mirasçıları bir süredir Smith'in sevgilisinin hikayesini anlatacak bir yazar aradıklarını söyledi, belli ki Newman bu konuda kendisinin en iyi seçenek olduğunu kanıtladı. Orwell'in oğlu Richard Blair'in de konuda danışıldığı ve onayladığı söylendi.

Orwell'in romanında yanıtlanmamış iki soru Julia'nın Winston'da ne gördüğü ve parti hiyerarşisinde nasıl dümen tuttuğu. Kitapta bu ucu açık soruların cevaplanmasını böylece belki de tüm zamanların en çok okunmuş kitabının oldukça ilginç kadın karakterine biraz daha içerik katılacağını umuyorum.