Absürdizm: Mutluluğun Felsefesi
Özgür yaşamanın yolu bilinçli bir şekilde, farkında olarak absürtle beraber yaşamak ve onu kabul etmektir.
Albert Camus insanların dünyayı anlama içgüdüsü olduğunu öne sürer. Bunu yapmak için de mantık kullanırız. Ancak sınırlı bakış açımızdan dünyaya baktığımızda, dünya mantıksız ve anlaşılmaz görünür. Bizlerin mantık kullanımı ve bunu dünyaya da uygulama isteği ile dünyanın mantıksızlığı ve rastgeleliği arasındaki gerilim de absürdü oluşturur.
Camus bu noktaya ulaştığımızda birkaç çözüm yolu önerir, dünyanın mantıksızlığını reddedebiliriz örneğin. Oldukça da popüler bir yoldur bu, dünyanın bizim mantığımızı izlediğini ve hayatımıza anlam ve maksat katabilecek amaçlarımız olabileceği düşüncesiyle hareket ederiz. Bir örnekle açıklamak gerekirse, ölmek için yaşadığımızı düşünmek çok karanlık ve felç edici bir düşüncedir, dolayısıyla hayatımızın sonunda ödüllendirilmek veya cezalandırılmak için yaşadığımızı düşünür ve hayatımızı da buna göre şekillendiririz. Etkin olarak ölümün ve hayatın anlamsızlığını reddeder ve ona anlam kazandırırız.
Bu pratiğin modern versiyonu da rahat bir emeklilik geçirebilmek ve yeterince para kazanabilmek için hayatımız boyunca sevmediğimiz işlerde çalışmanın hayatımızı harcamanın iyi bir yolu olduğunu düşünmektir. Bu raddede hayatımıza para üzerinden anlam katarız. Eğer yeterince para kazandıysak kaçırdığımız her önemli güne ve akıl sağlığımızı kaybetmemize değmiştir.
Tabii bütün bunları yaparken hâlâ dünyayı tam olarak anlayamadığımız ve muhtemelen de hiçbir zaman anlayamayacağımız gerçeğinden uzaklaştırırız düşüncelerimizi. Her tür sistemin kendi özel amaçlarının yanı sıra, bu sistemlerin hayatın karmaşasına ve absürtlüğüne ne bir cevap ne de bir çözüm olduğunu bize fark ettirmeme gibi bir görevi vardır. Sadece hayat dediğimiz yolculuğu rahatlatmaları gerekir.
Çözüm her şeyi yakıp yıkmak değil tabii ki. Emeklilik planlarını iptal etmek ve evlerimizi bırakıp sokakta yaşamaya başlamanın getireceği varoluşsal anksiyete ve karmaşa yararından çok daha fazla zarar sağlar. Camus, absürtlüğün yaşanması gereken bir tecrübe olduğunu iddia eder, zira onun tanımıyla özgür yaşamanın yolu oradan geçer.
Özgür yaşamanın yolu bilinçli bir şekilde, farkında olarak absürtle beraber yaşamak ve onu kabul etmektir absürdizime göre. Beklenti olmadan şu anda yaşamaktır çünkü geleceği düşünmek bir dikkat dağılmasıdır. Tamamiyle umudu reddederek bir gün özgür olacağını ve bir gün ödüllendirileceğini ummak yerine, tam şu anda olan özgürlüklerini tanıyarak ve onların keyfini sürerek yaşamak gerçek özürlüktür.
Anın tatlarının farkına varmak, tabii ki söylemesi kolay, yapması zor bir şeydir. Özellikle günümüzde çevresel, ekonomik, sağlıksal problemleri bir kenara atarak yaşamak kolay değil. Ancak ben de bunu yapmayı savunmuyorum. Sadece hayatımızda biraz daha şu an ve biraz daha az gelecek olursa bir ihtimal kaygılarımızı azaltmanın değil ama onlarla beraber var olabilmenin daha kolay bir yolunu bulabilmiş oluruz.