Kendini Arayan ve Hiç Bulamayan

Her günümüz son günümüzdür.

Metaforlarla konuşalım; yolda olmak. Gerek gerçek anlamıyla yolda olmak gerekse hayatı bir yolculuk gibi görmek ya da insanın kendi içinde, geçen zamandan da bağımsız, yürüdüğü yol. Yolculuklar binbir türlü ihtimali barındırır ama durmak hiçbir şey vadetmez. Ve hatta durmak, cebinden yemektir. Kendini bitirmek, bütün ihtimalleri, potansiyelleri yok etmektir.  

Bir gece vakti uzun bir otobüs yolculuğunda, karanlık camda yansımana bakıp hem ümit dolmak hem de baktığın yansımana karışan karanlığı göğsünde hissetmek. Her şey başladığı gibi bitebilir ve bittiği gibi başlayabilir. Hiçbir yol bir öncekinin ve sonrakinin yükünü taşımaz, hepsi biriciktir. Bazen yolun nerde başlayıp bittiği anlaşılmaz ama çoktan içinden geçip gidilmiştir, hiç bitmeyecek sanılanlar fark etmeden sonlanmış olur. Ama yolu yürümenin en önemli ‘’adımı’’ kendinin farkında olmaktır. Sırtında kendinden başka bir şeyi taşımadan oradan geçip gitmektir. Bu geçip gidişte kendisini de büyütmeli ve hatta dışardan görmelidir. Yolda yürümek, kilitleri açmak gibidir kendine, hayata vurulmuş kilitleri teker teker açmak ve işte sonunda bambaşka kilitlerle, kapılarla karşılaşmak.

Bu pek tabii ümitsiz bir durum gibi gözükebilir ama aksine umut verir. Çünkü yolların bitmediğini anlarız, yollar bitmediyse umut da var demektir.

Atılan ilk adımlar ürkektir, çekingendir, dengesizdir. İnsan yolu yürüdükçe adımları güçlenir, her adım kendinden emin hâle gelir. Çünkü korkmak, durmaktan beterdir. Durmak cebinden yemektir demiştik, eğer öyleyse korkmak canından harcamaktır. Hiçbir yol korkarak yürünmez, hayat çekinerek yaşanmaz. ‘’En büyük tehlike huzurlu yerdir, mezardır orası.’’ der Oruç Aruoba. Soğukta donarken gelen uyku kadar tatlıdır o huzurlu yer. Gelişebileceğin tek yer yoldur, yürüyüştür. Ve bunu içi boş bir eylem hâline getirmeden, yola çıktığın yeri de peşi sıra arkandan getirmeden ve en önemlisi de onu aramadan ama unutmadan yürümektir.  

Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir; kendi yeri, kendisidir.
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük tehlike, o yolu bir yerde durarak, 'bakarak' arayabileceğini (hatta bulabileceğini) sanmasıdır — çünkü, yollar bulunmaz: yürünür. -Oruç Aruoba