Toplum için mi sanat, sanat için mi toplum?

Sanat sanat içindir vesanat toplum içindir diye diye yıllar boyu söylenmiş şairler...

Benim sanatım şiir. Şiir yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Derdimi, tasamı atıyor; acılarımı paylaşıyorum onlarla. Birileri okuduğunda kendinden bir şeyler bulsun diye de kaygı taşıyorum, kelimelerin danslarıyla da. Yani sanat paylaşmak mı içindir? Yani kuralsız bir paylaşma aracı mıdır? Sanat siz tam da ne ister ve anlarsanız odur aslında.

"...seveyazdım yürümeyi biçilmiş kokularda..."

Eskiden kızardım neden bu tartışmalar diye Kemallere, Edgü'ye, Veli'ye, Ayhan'a, Cansever'e ve daha nicesine. Salt bir gaye yüklediğinde ortaya koyulan şey tam olarak istenilen olmuyordu benim için. Şiirler eş zamanlı sanata, topluma, aşka, sevdaya dahil olamaz mıydı?

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

çünkü ayrılık da sevdaya dahil

çünkü ayrılanlar hala sevgili

Kızmakla kalmadım. 10 Ekim'e, Haziranlara, devletlere de şiirler yazdım; aşık olduğum adamlara da! Kafiyeler, ölçüler de düşündüm; dörtlükler, beşlikler de!

Bireyi temel aldığımda bir şiir onu aşka da götürebilirdi benim için, toplumsal bir kalkınmanın ruhunu da uyandırabilirdi.

"Yüreğimi parşömenlere akıtmayalı bir hayli zaman geçti

Aslında bir papatya sevmiştim gül bahçemde..."

Ece Ayhan sizi Bakışsız Bir Kedi Kara ile bilmediğiniz bir yerlere götürür, Özdemir Asaf Duvara Astığım ile sevdaya dahil eder, Nilgün Marmara hayatın gerçekliği karşısında ürpertir ve Nazım özgürlüğün bize bahşedilen en büyük hediye olduğunu iliklerimize kadar hissettirir. Hepsi birlikte bu sanatı var eder!

Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,

Sersem.

Ben seni beklerken ölmem ki..

Beklersem.

Yaşadıkları, anlattıkları, verdikleri, hissettiklerimiz, aldıklarımız, yorumladıklarımız...

Sanat aşk için de; sevgi, özgürlük, toplum ve mücadele de içindir. Sanat, ortaya koyanın ne amaçla yaptığını apaçık söylemediği bir merak uyandırarak sızar içimize. Sanat bizim içindir. Biz?

"Şimdi vurulsam bir sokakta

tren çıkışı gece yarısı

uzansam Ankara ayazında

buz gibi kaldırıma soğukta..."