Ad Astra Per Aspera
Unutmazsan erişeceksin gökyüzüne, yıldızlara ve her şeye...
While it's only for a period of time... Then you'll reach for the stars.
'Zorluklardan Yıldızlara' demek; kendini keşfetmek, kendini sevmek, kendini geliştirmek, deneyimlemek, ne olduğunu ve ne olacağını bilmek, her engele bir fırsat olarak bakmayı öğrenmek...
Latince bir deyimin herkesin hayatına dokunacak bir felsefi görüş olarak benimsenmesi ise zamansızlığı ortaya koyuyor. Var olmuş, var olan ve var olacak herkesin ve her şeyin altındaki o sebep ise ezelden beri bu ilham verici deyişten geliyor. Bilim ve felsefenin birleştiği bir noktadan.
Hayatta bazı şeylerin isteğimiz dışında gerçekleşiyor olması gibi, isteklerimizin de şeklini alması bir süreci içeriyor. Duyduğumuz ve gördüğümüz olguları tartıp biçerek kendi yolumuzu çiziyoruz. Öğrenerek. Bu yoldaki başarı ise düz bir serüven değil, spiral şeklinde bir mücadele oluyor. Aynı çizgiden geçiyor olsak bile hep dışarıya doğru ilerliyoruz, yani bir adım daha ileriye. Engeller, zorluklar, denemeler ve deneyimler... En önemlisi ise sonuncusu ki hepsi sadece belli bir zamanda olup bitiyor ve zaman sürekli bir akış halinde. İşte bu deyimi ne zaman duysam aklıma zamanın durmaksızın aktığı bir değişim süreci ve şimdinin önemi gelir. Direnmek ve başarıya ulaşmak ise, kendimizi düşünmekten geçer ve bu durum narsistlik gibi durumlarla karıştırılmamalı. Tamamen öz tutarlılık ve hayatta istediğimizi yapmak önemli olan. Bunu yaparken de dersler çıkartarak ilerlemek. Zamanı spirale benzetme sebeplerimden bir diğeri ise şimdiki zamandayken geçmişte ne olduğumuzu görerek kendimizi değerlendirebiliyor olmak, bir ilerleme halindeyken geçmişi bırakabilmek ve geçmişe takılmadan ilerleyebilmek, sabırla, önüne bakabilmek...
Yıldızlar uzakta görünüyor, doğru. Ama bakabilmek önemli olan. Sınırlarımızı zorlamak... Dürbünle mi bakmak daha değerlidir yoksa çıplak gözle görmeye çalışmak mı? İlk başta çıplak gözle bakmak kaçınılmaz. Çok uzaktan görünüyor yıldızlar. Asla ulaşamayacakmış gibi. Ne bir yaşam belirtisi, ne de bir işaret var üzerlerinde. Yavaş yavaş ilerledikçe deneyimlerinizle, becerilerinizle ve gücünüzle aldığınız dürbün size yıldızları bir adım daha yakın gösterir. Üst model dürbün alırsınız, daha çok emek, daha çok başarı demek. Daha da yakınlaşan yıldızlarda işaret ve yaşam belirtisi görmeye başlarsınız. Yanıp sönen o parlak noktalar aslında sabit birer lamba gibi değil, evrim geçirebilen birer yaşam gibi görünür. İşte o anda başarılı olduğunu fark eder insanlar. Yıldızlara ulaşmak budur işte. Kaybettiklerini bile kazanabilmek...
Günümüz 21. yüzyılında bu deyimin uyarlanabileceği ve doğru açıklanabileceği çok hayat mücadelesi mevcut fakat insanların aklına en çok gelen olgunun insan ilişkileri ve geçmiş bağlantıları olduğuna şahit oldum. Tehlikeli ve çıkar ilişkisine sahip kişilerin varlığına şahit olduktan sonra o kişilerle iletişimini tamamen kesen insanlara çokça rastladım. En doğru şey de budur aslında. Dediğimiz gibi; geçmişten öğrendik, kendimizi ona göre şekillendiriyoruz ve doğru hayatımızla, doğru çevremizle günlerimize ve geleceğimize devam edeceğiz. Hiçbir şey için zorunda değilsiniz. Sadece kendiniz ve yıldızlar için zorundasınız.
Unutmayın; "Yıldızlara ulaşabilmek için hayat gerekir ve hayat masum değildir. Ben de masum olmayacağım, kendimden şaşmayacağım ve yıldızlara ulaşacağım. Çünkü ben dünyaya hükmedecek güçlere sahibim."
"Bu değişmek üzere. SpaceX ve Rocket Lab'ın yeniden kullanılabilir roket teknolojisinin ortaya çıkışı ve Ay'a dönüşe yönelik kitlesel halk desteği ile bir kez daha yıldızlara ulaşma fırsatına sahibiz."
Deyimin aynı adıyla çok sevdiğim bir şarkıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Her moda göre hissettiklerinizin tercümanı olacak bu şarkıyı ister motivasyon kazanmak, ister unutmak, ister hatırlamak ya da hatırlanmak için dinleyin; ne olursa olsun fark edeceksiniz ki dünya üzerinde yaşanan her şey yıldızlara doğrudur.