Amasra Geziniz İçin 5 Özel Öneri

Standart rotadan sıyrılarak iyi hissedin!

Amasra’nın kuruluşu M.Ö.12.yüzyılda olduğu bilinmektedir. Doğal limanlara sahip olduğu için ticari faaliyetlere uzun süre ev sahipliği yapmıştır. Bir rivayete göre de Fatih Sultan Mehmet’in uzaktan gördüğü bu yer için ‘Çeşm-i Cihan’ ifadesini kullandığı söylenir. Günümüzde ise turistik faaliyetleri, tarihi görüntüsü, pansiyonları ve restoranları ile yerli ve yabancı çok sayıda turisti ağırlıyor.

Sezonda ziyaret edildiğinde oldukça kalabalık olan Amasra’yı sezon dışında daha sakin bulabileceğinizi hatırlatarak yazıma geçiyorum. 

Amasra gezinizi standart rotasından çıkararak size iyi gelecek kendi deneyimlerimden oluşan 5 özel öneri sunuyorum:

1.Ağaçlı yeşil yoldan Amasra’ya ulaşmayı deneyin:

Karadeniz nasıl yeşiliyle göz alıyorsa Amasra da mavi renginin yanına yeşili koyuyor. Bu nedenle nereden geliyorsanız gelin, Safranbolu’dan Amasra’ya giden bu ağaçlı yeşil yoldan mutlaka geçin! Her mevsimle başka bir karaktere bürünen bu yoldaki ağaçlar görülmeye değer. Birçok fotoğrafçının da özellikle geçtiği ve ziyaret ettiği bu güzergahta aracınızı kenara çekerek kendinizi yormadan doğanın en güzel haliyle şahane kareler yakalayabilirsiniz.

2. Tekne turuyla Amasra’yı uzaktan ve farklı açılarla görün

Tekne turlarını limana yakın yerde bulabilirsiniz. Boyutlarına ve turun saatine göre fiyatları değişiyor. Kalabalık bir arkadaş grubuyla, ailenizle veya tek başınıza tekne turuna katılabilirsiniz. Özel tekneler dışında daha uygun fiyata sizin dışınızdaki kişilerle de tur yapmak mümkün ancak önerim şu: eğer imkanınız varsa kesinlikle kendiniz dışında başka bir yabancı olmadan tur yapın. Denizin üzerinde olmak zaten kendi başına bir terapi iken sevdiklerinizle de bu keyfi yaşamanız Amasra’yı standart görme açılarının dışına çıkaracaktır. Eğer şanslı ve dikkatliyseniz yunusların da gezinize eşlik ettiğini görebilirsiniz. Ayrıca evlilik teklifi ve doğumgünü kutlama gibi özel etkinlikler için de kullanabilirsiniz.

3.Sabah yürüyüşü ile Amasra’nın sessizliğine tanıklık edin

Amasra gezinizi konaklamalı planladıysanız mutlaka sabah erken kalkıp Ağlayan Ağaç’a doğru yürüyüş yapın. Dükkanlar yeni yeni açılırken, Amasra’nın turistik kalabalığı çekilmiş sokaklarında size kedilerin eşlik ettiğini göreceksiniz. Tabi bir de köpek dostlarını.

Ağlayan Ağaç’ı bir lokasyon olarak yazdım ama asıl yürüyüşünüzü noktalamanız gereken yer bu lokasyonun biraz daha ilerisi. Ağlayan Ağaç noktasına geldiğinizde biraz nefeslenmek için Tavşan Adası’na doğru konumlanmış banklarda oturabilirsiniz. Daha sonra yukarı doğru çıkan bir patika göreceksiniz. Bu patikayı takip ederek önerdiğim konuma ulaşmış olacaksınız. Gölgelik bir yere sahip olmadığı için uzun süre vakit geçiremeseniz de gördüğünüz manzara karşısında nefesiniz kesilecek. Tüm iyi niyet ve dileklerinizi gökyüzü ile denizin birleştiği bu ufuk çizgisine yerleştirebilirsiniz. Yine şanslıysanız eğer yunusları görebilirsiniz.

4.Buradaki gün batımı başka yere benzemez

Tavsiyem, Küçük Liman tarafında bulunan restoranlarda denize yakın masalardan birine rezervasyon yaptırarak gün batımını beklemek. Sevdiklerinizle birlikte bu renge karşı yemek yemek kendinize yaptığınız en büyük iyiliklerden biri olabilir. Sezonda gidecekseniz bir ay öncesinden arayarak rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Burada yemek yemeyi tercih etmezseniz, restoranların biraz ilerisindeki sahile yakın banklarda oturarak Amasra’da gün batımının büyüsüne kendinizi kaptırabilirsiniz.

5. Sakinlik arayışına girerseniz Ahatlar Tabiat Parkı’na uğramadan geçmeyin

Yürüyüş parkuru ve manzara seyir noktalarına sahip bu tabiat parkı, sakinlik aradığınız anda gezinizin bir parçası olabilir. Burası, Amasra yarım adasını yukarıdan görebileceğiniz bir lokasyona da sahip.

Amasra hem tarihi dokusuyla hem de konumuyla yeterince dikkat çekiyor ve biliniyor. Yazımda kendim tecrübe edip fotoğrafladığım bana iyi gelen lokasyon ve etkinliklere yer vererek standart bir geziden çıkarmak istedim. Buradaki 5 öneri umarım size de iyi hissettirir.

Fotoğraf:Halenur Köçer