Antalya Gezi Rehberi

Akdeniz'in İncisi Aşktalya

Akdeniz'in incisi, Türkiye'nin gözde tatil merkezi, turizm cenneti Antalya'nın henüz keşfetmediğimiz belki de bir çok saklı yanı var. Bu yazımda; şu ana kadar görülmeye değer en güzel mekanlarını bir araya getireceğim.

1- Kaleiçi 

Kendine has tarihi dokusu ve çekiciliği nedeniyle SİT bölgesi olarak koruma altına alınan kent merkezidir. Sokakları oldukça dar olan bu turistik mekan, içerisinde otel, pansiyon, ev, züccaciye, antika, hediyelik eşya satan dükkanlardan halıcılara kadar ticari bir yelpazeye de sahiptir. Özellikle geceleri eğlence mekanları ve alkolik ortamıyla hem dinlenmek hem eğlenmek isteyen insanların uğrak noktasıdır.

2- Antalya Arkeoloji Müzesi

Türkiye'nin en büyük müzelerindendir ve şehrin merkezine çok yakındır. 14 sergi salonu ile heykel ve değişik eserlerin sergilendiği açık hava galerileri ve bahçeden oluşmaktadır. İnsanlık tarihine kesintisiz tanıklık etmiş Anadolu topraklarının en zengin geçmişe sahip köşelerinden biri olan Antalya Bölgesi'nin sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesi Likya, Pamfilya ve Psidia'nın önemli bir bölümü Antalya Müzesi'nin sorumluluk alanını oluşturur. Müzede sergilenen eser sayısı 5.000 kadardır. 25.000 - 30.000 kadar eser ise müzede sergilenmeden korunmaktadır. Antalya Müzesi'ndeki heykeller çoğunlukla Roma Dönemi'nden kalmadır ve çoğu M.S. 2. yüzyılda yapılmıştır.

O dönemde Pamfilya'nın başkenti olan Perge, verilen örneklerin neredeyse tamamına sahiptir. Bu zengin koleksiyon, Yunan heykelleri, Roma portre heykelleri ve lahitlerin (oyma taş mezarlar) kopyalarını içerir. Bu, Perge'de bulunan bir heykeltıraşlık okulunun çalıştığını açıkça göstermektedir. 1946 yılında Perge'de Prof. Dr. Arif Müfit Mansel ve Prof. Dr. Jale İnan tarafından başlatılan arkeolojik kazılar, müzede bulunan heykel koleksiyonunun önemli bir kısmını ortaya çıkarmıştır.

3- Side Antik Kenti

Manavgat ilçesinde bulunan antik bir mahalle ve aynı zamanda da yarımadadır. Anadolu'daki eski tanrıçaların sembolü olarak bilinen, ‘nar’ bu bölgeyi temsil eder. Bu sebeple içerisinde Athena ve Apollon olarak iki büyük tapınak yer alır. Aynı zamanda tam olarak çözülememiş kendi özel dili bulunuyor. Bu dil, ‘sidece’ olarak bilinir. Antik tiyatro sahnesi ise yarımadanın daraldığı kesimde ve kentin merkezinde yer almaktadır.

Apollon tapınağı, adından anlaşıldığı üzerre tanrı Apollo adına inşaa edilmiştir ve Roma döneminin tüm zerafetini taşır. Güneşin sımsıcak renkleriyle büyüleyici güzelliğe bürünen Apollon Tapınağı, Antik Side limanının tanrılara emanet edildiğinin bir göstergesi olarak limanın yanı başında konumlanmıştır. Bembeyaz devasa sütunların arasından izleyeceğiniz gün batımında aşık olacağınız tapınak, tüm ihtişamıyla sizi bekliyor.

Aynı zamanda da Side antik kenti boyunca uzanan Osmanlı döneminden kalma Cumbalı evler sizi bu tarihi yarımada da adeta zaman yolculuğuna çıkaracak. Bu 120 Osmanlı Cumbalı evi yeniden restore edilerek dönemin sibil mimarisi ve estetik dokusu günümüzde yeniden hayat buldu.

4- Kurşunlu Şelalesi

Şehir merkezinden uzakta olan bir doğa harikasıdır. Kurşunlu Şelalesi'ne su 18 metre yükseklikten dökülmekte ve küçük şelaleciklerle 7 adet küçük gölet birbirine bağlanmaktadır. Sağlıklı orman dokusu ve zengin bitki topluluğu örneklerinin ilgi çekici su ve kaya formlarıyla bütünleştiği eşsiz bir doğal peyzaj özelliğine ve önemli özelliğini meydana getiren Kurşunlu Şelalesi'ne sahip olması nedeniyle 586 hektarlık bölümü Tabiat parkı olarak ayrılmıştır. Nisan-Aralık ayları arası parkı ziyaret için en uygun dönemdir. Günübirlik piknik, doğada yürüyüşler, aynı zamanda içerisindeki yeme içme tesisleriyle harika bir gün geçirebilirsiniz.

5- Düden Şelaleleri

Şehrin uzağında bulunan Yukarı Düden ve bir de uçurumdan denize dökülen Aşağı Düden olarak ikiye ayrılırlar. Yukarı Düden Kepez ilçesinde görsel bir şölen sunan suyunun görüntüsü, oyuklarla kaplı gizemli mağarası ile şelalenin suları, yaklaşık 20 metre yükseklikten dökülürken etkileyici manzaralar oluşturuyor. Şelale'nin oluşturduğu doğal havuzlar ile etrafında vakit geçirebileceğiniz cafe-restorantlarla bu eşsiz tesisi görmelisiniz.

Şehrin ikonikleşmiş sembollerinden Aşağı Düden Şelalesi ise Lara'da bulunuyor ve falezlerden dökülerek Akdeniz'in masmavi suları ile birleşiyor. Aşağıdan görmek için Kaleiçi Yat Limanı’ndan tekne turlarına katılabilirsiniz. Yukarıdan ise parkın çevresindeki seyir teraslarından bu eşsiz manzaraya tanık olabilirsiniz.

6- Perge Antik Kenti 

Helenistik dönem boyunca eski dünya şehirleri arasında en güzel ve zengin şehirlerden biri sayılır. Aksu ilçesinde bulunakta olan bu kentin etrafında tarih öncesi çağa ait mağara ve yerleşmelere rastlanmaktadır. Şehrin antik dönemlerden çok fazla kalıntısı vardır. Tiyatro, stadyum, Agora, Sütunlu Cadde, Helenistik Kapı ve Güney Hamamı bunlardan bazılarıdır. Agora, şehrin ticari ve politik merkezi olurken, Helenistik Kapı çağın savunma anlayışını sergileyen bir çeşit anıttır. Helenistik duvarların renkli mermerlerle kaplandığı sütunlu bir cephe mimarisi oluşturulduğu, duvarlara açılan nişlere tanrı ve kentin efsanevi kurucularına ait heykellerin konduğu anlaşılmaktadır.

Kentin en iyi korunmuş yapılarından biri olan Güney Hamamı, Soyunma, soğuk banyo, ılık banyo, sıcak banyo, beden hareketleri(palaestra) gibi farklı işlevlere ayrılmış mekanlar yan yana sıralanmış ve hamama gelen kişinin bir mekandan diğerine geçerek hamam kompleksinden yararlanması sağlanmıştır.

 7- Likya Yolu 

Antalya Konyaaltı'ndan sahillerine kadar uzanan Likya Yolu, Ege ve Akdeniz’i birbirine bağlayan tam 535 kilometre uzunluğunda dünyaca ünlü bir antik yol. Dünyanın en güzel 10 yürüyüş yolundan biri olarak gösterilen Likya Yolu, Teke Yarımadası antik kentlerini birbirine bağlamakta. İyi düzenlenmiş ve işaretlenmiş onlarca yürüyüş parkuru bulunan Likya Yolu’nda profesyonel rehberlerle birlikte günübirlik yürüyüş deneyimi yapılmaktadır. Parkur boyunca ilgi çekici çok fazla mekan bulmaktadır. Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Demre, Finike, Letoon - Xanthos antik kentleri ve incecik kumlarıyla dünyanın en uzun plajı Patara Beach bunlardan sadece bazıları.

8- Tazı Kanyonu

Doğal etkenlerle milyonlarca yılda oluşan Tazı Kanyonu, antik çağlarda Bilgelik Vadisi olarak biliniyordu. Köprülü Kanyon ve Selge Antik kenti ile keşfe çıkabileceğin kanyonu gezerken sarp kayalarda gezen dağ keçileri, vaşaklar, tilkiler, geyikler, kaya kartalları gibi pek çok vahşi hayvanla karşılaşabilirsiniz.

9- Patara Plajı

Antalya’nın dünyaca ünlü plajlarından biri olan Patara Plajı, 18 kilometre uzunluğundaki beyaz kumlu sahiliyle dünyanın en güzel plajları arasında gösterilir ve dünyanın en uzun plajlarındandır. Uluslararası birçok turizm dergisine kapak olan Patara Plajı, aynı zamanda Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olduğundan 1. derece sit alanı olarak korunan ve hiçbir yapılaşmanın olmadığı plajda bembeyaz kum tepelerinde muhteşem gün batımı manzaralarını izlemelisiniz. aynı zamanda, Patara plajı genişliği ve uzunluğu nedeniyle geçmişte Yeşilçam filmleri tarafından çöl sahnelerinde fon olarak kullanılmıştır.

10- Dim Mağarası

Alanya ilçesinde, denizden 11 km uzaklıkta ve bölgenin manzarasına hakim yüksek bir noktada konumlanan Dim Mağarası; 4 ayrı bölümden oluşurken 60 metre uzunluğa ve 15 metre genişliğe sahip. Mağara içi özel aydınlatmalıdır.

11- Simena

Simena, Antalya ilinin Kaş - Demre arasında yer alan, günümüzde Kaleköy olarak adlandırılan antik Likya kenti. Simena Antik Kenti, birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillidir. Roma dönemi lahitleri, tarihi harabeler ve etkileyici kaya mezarları olan küçük bir balıkçı köyü.

12- Fosforlo Mağara

Antalya ve Alanya tekne gezilerinin en önemli mola noktalarından biri olan Fosforlu Mağara, Türkiye'nin sayılı doğa harikalarından biri. Kendine özgü jeolojik yapısı ile dikkat çeken Fosforlu Mağara, kayalar arasından sızan ve denize fosforlu bir renk veren ışığıyla ünlü. Özellikle geceleri daha net görebileceğin bu fosforlu ışıklar eşliğinde doyasıya yüzmelisiniz!

13- Beydağları Milli Parkı

Olimpos Milli Parkı olarak da bilinen Beydağları Milli Parkı, Antalya-Kemer Yolu üzerindeki Sarısu bölgesinden başlayarak Akdeniz'e paralel olarak kilometrelerce uzanıyor. Beldibi Mağarası’nı gezebilir, park sınırları içinde yer alan Olimpos Antik Kenti, Phaselis Antik Kenti ve Idyros Antik Kenti gibi Likya döneminin en önemli kentlerinde yürüyüş yapabilirsin.  

14- Side Sualtı Müzesi 

Türkiye'nin tek su altı müzesi olan ve 2015 yılında ziyarete açılan Side Sualtı Müzesi, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Meksika’da bulunan müzeden sonra dünyanın en büyük ikinci su altı müzesi olmasıyla ünlü Side Sualtı Müzesi'nin zengin koleksiyonları, rengarenk onlarca çeşit balık eşliğinde dalışlar yapılarak gezilebiliyor. Müzede 177 tane etkileyici heykel, batık gemiler, antik hazineler, top mermileri, sikkeler, çeşitli batıklardan çıkarılan birbirinden ilginç eserler arasında yüzebilirsin.

15- Manavgat Şelalesi

Antalya'ya 72 km mesafededir. Manavgat ilçesinin 3 km kuzeyinde bulunan ve adını bu ilçeden alan şelale, ırmak sularının 3–4 m'lik bir falezden düşmesiyle meydana gelir. Az bir yükseklikten dökülmesine rağmen geniş bir alan üzerinde yüksek bir debiyle akar. Ayrıca Manavgat Irmağını besleyen kaynaklardan en büyüğü olan karstik Dumanlı kaynağı, Oymapınar barajı yapıldıktan sonra baraj gölü içinde kalmıştır. 

16- Myra Antik Kenti

 Myra’da iki Likya nekropolü vardır, bunlar tiyatronun üzerindeki kayalıkta ve onun doğusunda nehir nekropolü olarak adlandırılan bölgede toplanmıştır. Kaya mezarlarının çoğu uzaktan büyük bir ev gibi görünürler, bazıları da tapınak şeklindedir. Bizans döneminde inşa edilen Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba Kilisesi) ile Hristiyanlar için önemli bir hac noktası da olan Myra Antik Kenti’nde büyük kesme taşlara oyulmuş insan yüzleri, mistik figürler ve heykeller arasında Likya Uygarlığı'na yolculuk yapabilir ve özellikle gün batımında uçurum kenarındaki kaya mezarlarının güzel fotoğraflarını çekebilirsin.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinin oluşumu ve halka anlatılışı Atamızın yurt içi gezileriyle mümkün olmuştur. Büyük Önder Atatürk 1930 yılının ilkbaharında ilk kez gördüğü Antalya`da lacivert denizlerin ardındaki dağların anlık renk değişimini izlerken;

              "Hiç Şüphesiz Ki Antalya Dünyanın En Güzel Yeridir" demiştir.