Başarı Nedir ve Neden İstenir?

Başarı hakkınca birkaç safsata.

Başarı hakkında birkaç safsata.

Birey olarak kendimizi tanımladığımız ve diğer bireylerle etkileşime girdiğimizden beri 'başarı' kavramı bizlerle beraber. Tabi bu söylem tamamen şahsi düşüncem, sizce öyle olmayabilir.

Başarının yanı sıra kazanmak, kazanç, ödül, ceza gibi kelimeler de düşünce haznemizde yerini alıyor. Hazır düşünmeye başlamışken çok uzaklara başarı ile tanıştığımız ilk zamana gidelim. Belki evinizdesiniz, odanızda, okulunuzda, ailenizle berabersiniz veya sevdiğiniz biriylesiniz, bunu çoğaltabiliriz. Böylesi bir havuzun içerine dalmak sizi gülümsetmiş olabilir ya da tam aksine hüzünlendirmiş olabilir.

Başarı, başarısızlıkla kol kola yaşıyor. Hangisinin iyi veya kötü olduğu hakkında bir yargıya varmanın imkansız olduğunu düşünüyorum. Fakat çoğumuzun zihninde başarı daha iyi ve istenen bir şey. Başarılı olan sevinir, başarısız olan üzülür.

Klasik bir söylem olan 'başarısızlıklar size başarının yolunu açacaktır.' minvalinde bir şeylerden bahsetmektense değinmek istediğim nokta şu ; milyonlarca defa yaptığımız hatalar, başarısızlıklar yorucudurlar. Bu başarısızlık hali de - isterseniz karun kadar zengin olun - son bulmaz. Başarısızlık her zaman başarının yolunu açmaz, açmak zorunda da değildir.

Bir dağın karşılıklı iki tepesine bir ip gerilir, koruma halatları bağlanır ve o ipte yürümeye başlarsınız. İlerlersiniz fakat ulaşmanız gereken tepe bir türlü yaklaşmaz. Her an ayağınız kayıp düşebilir ki düşersiniz sonra kurtarma halatı ile canhıraş tekrar ipin üzerine gelirsiniz. Tepeyi tekrar gördüğünüze sevinirken bir ses duyarsınız ve tekrar düşersiniz. Düştüğünüzde geri yerinize, ipin üstüne çıkmak çok zordur. Bize söylenen ise bu düşüşün bize geri çıkmamız için yardımcı olacağıdır -nasıl olacaksa - . Oysa burda yapmamız gereken tek şey kollarımızı ve bacaklarımızı iki yana açıp gökyüzünü seyretmektir. Demem o ki ; asla varamayacağım o tepeye canhıraş aksak nefeslerle yürümeyi reddediyor, derin nefeslerle beraber gökyüzünü izlemeyi, rüzgarın beni dilediği yere götürmesini tercih ediyorum.

Bu metni akşam vakti sakinliğinde kaleme alıyorum. Yarın sabah doğduğunda her an o ipe geri dönebilirim. Ne yazık ki varmaktansa yolu sevmeyi hala daha öğrenemeyenlerdenim ta ki bu akşama kadar -umarım-.

Herkese derin, keyifli nefesler dilerim.