Batman Karakterine Kısa Bir Bakış
Bob Kane ve Bill Finger Tarafından İlk Kez 1939'da, Detective Comics'te yayınlanan Batman, kimlerden esinlenerek oluşturulmuş gelin bakalım
Batman karakteri yaratılırken, Dracula, Zorro, Sherlock Holmes hatta Leonardo Da Vinci gibi gerçek ve kurgusal karakterlerden esinlenilmiş.* Karakterin asıl kimliği olan Bruce Wayne ismi, yaratıcılarından biri olan Bob Finger tarafından İskoçya vatanseveri Robert Bruce ve meclis üyesi Anthony Wayne’in kombinasyonu ile oluşturulmuştur.
*Kostümündeki kanat detayının Dracula’nın pelerinine benzemesi, Zorro’nun imza olarak bıraktığı ve sembol olarak kullandığı “z” formundaki kılıç izi gibi, yarasa ambleminin yer aldığı “bat signal”, Sherlock gibi sosyopat kişiliği ve olaylar arasında bağlantı kurma tarzı, Da Vinci gibi mucit olması, tasarladığı ve ürettiği teknolojileri göz önüne aldığımızda bahsi geçen karakterlerden esinlenilmiş olduğunu görebiliriz.
Diğer süper kahramanlarla karşılaştırdığımızda olağanüstü bir gücü yok fakat; ustalaştığı alanlar, kullandığı ekipmanlar, yatırım yaptığı AR-GE, en önemlisi zekası yanında bir ideolojiye ve klişe ama yerinde bir tabirle çelik gibi bir iradeye sahip olması ile çok önemli bir yere sahip. Aynı zamanda bu onu çok daha gerçekçi yapıyor.
Soğukkanlı, her durumda sakin kalabilmesi ve her koşula hazırlıklı olmak üzere kendini eğitmesi, bilimsel ve teknik olarak geliştirdiği yöntem ve teknolojiler ile donatmış olması artı bile kazandırıyor. (Superman gibi kriptonit görünce zırlamıyor yani :D) Her şeyden önce insan olduğunun, zaaflarının bilincinde ama bunun yanında gücünün ve yapabileceklerinin farkında ve amaçlarından, çizdiği yoldan vazgeçmiyor.
Karakteri, filmlerde olduğu üzere Bale ve Affleck olan Batman olarak düşündüğümüzde, başlarda insan öldürmemek, zarar vermemek gibi prensipleri olan daha iyimser bir Batman var. Daha sonra ise olgunlaştıkça daha realist, kararlı, karanlık tarafı açığa çıkmış, iyi ve kötü kavramlarını tekrar sorgulamış ve buna göre aynı doğrultuda olsa bile (yine adalet için) daha farklı bir yol çizmiş bir Batman görüyoruz. Şahsen Nolan’ın Batman’ini daha çok sevsem de, bu ‘insan hayatı değerlidir’, ‘öldürmek yok’ romantizminden kurtulmuş olmasının, aslında adaleti daha iyi sağladığı ise bir gerçek.
Reeves’ın filmi ise Batman’in daha genç, iç hesaplaşmaları olan ve başta esinlenildiğini söylediğimiz karakterlerden Sherlock gibi dedektif tarafının ağırlıkta olduğu diğerlerine kıyasla deneysel, sinematografisi şölen gibi bir yapıt diyerek kısaca değinmiş olalım.
Özet olarak karşımızda zaten ikon olan karakterlerden esinlenerek yaratılmış, (böyle iken kendisinin de öyle olması kaçınılmaz olmuş elbette) zihinsel ve fiziksel olarak güçlü, adaleti sağlamak gibi bir ideyi benimsemiş ve amaç edinmiş bunun için mücadele eden bir savaşçı var. Bizim gibi insan, iç hesaplaşmaları, korkuları, travmaları var. Bir gelişim ve değişim görüyoruz; başta vicdanına borçlu olmamak, manevi olarak temiz kalmak için yaşamın değerine, kimsenin ölmeyi hak etmediğine inanan sonraları ise kötüyü de kabul etmiş yerine göre o tarafını kucaklayan, gerektiğinde açığa vuran ve adil olmayanları cezalandıran bir üst insan.
Felsefenin karanlık prensi Heraklitos’un da dediği gibi: “Aynı nehirde iki kez yıkanılamaz”.
Aynı cesetteki ruhun değişmesi gibi: Nehir aynı nehir ama su aynı su değil.
Karakterin yaratıcıları, tarihçesi, ayrıntılı karakter gelişimi, çizgi roman versiyonları ile ilgili çok daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz wiki'den bakmanızı ve bırakacağım linkteki yazıları da okumanızı tavsiye ederim;
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Batman_(karakter)