Bazı Borçlar Ödenmez

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 79'uncu yıl dönümünde sevgi, saygı, rahmet ve minnet ile anıyoruz.

Değerli okurlar,

Bağımsızlık mücadelesi verip Cumhuriyet'imizi kuran Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 79'uncu yıl dönümünde sevgi, saygı, rahmet ve minnet ile anıyoruz.

Ne yazık ki özgürce aldığımız her nefesimizi bile borçlu olduğumuz Atatürk'esaldırıların ardı arkası kesilmiyor. Hatta Atatürk'e iftira atmakla kalmıyor, annesi Zübeyde Hanım başta olmak üzere tüm yakınlarına ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyorlar. Bazı sözde tarihçiler televizyon programlarını Atatürk'e iftira yarışına çeviriyor. Bundan 10 - 15 sene önce bayramlarımız coşku ile kutlanırken, günümüzde ise Atatürk'ün heykellerine saldırılar düzenleniyor. Durumdan pay çıkartmak isteyen yöneticiler, kurumlardan ismini siliyor ve müfredattan yavaş yavaş çıkartıyorlar. Eğitim seviyesinin düşüşüyle kutuplaşma büyüyor, hakikat ötesi (post-truth) politikanın kullanımı ile insanlar bilinçsiz bir şekildeAtatürk'e karşı doldurulmuş oluyor.

Bizim daha fazla ayrıştırılmaya, daha fazla kutuplaşmaya ihtiyacımız yok! Dil, din, ırk, mezhep gözetmeksizin birlik olmanın vakti geldi de geçiyor. Bu birlikteliği toplumun yüzde 85'inin kabul ettiği Cumhuriyet ve değerleri, laiklik ve Mustafa Kemal Atatürk gibi kökünü buradan alan değerler altında oluşturmak mümkün. İdeolojik ayrılıklarla daha fazla işimiz olmamalı. İptal edilen bayram kutlamalarımız bize o günün anlam ve önemini unutturmak isteyenlerin inadına daha büyük bir coşkuyla kutlanmalıdır. Müfredattan kaldırılan konular bize tarihimizi unutturmamalı;daha fazla okumamız için teşvik etmelidir.



Atatürk ve onun ölümsüz fikirlerinin yeniden yükselen bir değer olması, Atatürk'ün değerlerini silmek isteyenlerin Anıtkabir'e otobüs kaldırmasıyla sonuçlanıyor.Değerli okurlar, yazımı Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinden bir kesit ile bitirmek istiyorum.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



Mustafa Kemal Atatürk

20 Ekim 1927