Bir gün gerçekten yetişkin olduğum için nefret ettim kendimden!

Kim olduğumu, ne için olduğumu kim cevaplayacak? Uyuduğum uykulardan her sabah nasıl uyanacağım? Bilemiyorum ve artık bilmek de istemiyorum.

Bir gün gerçekten yetişkin olduğum için nefret ettim kendimden. Dünyayı, insanları anlamak istemediğimi fark ettim. Tanışmayı, onlara kendimi kabul ettirmek zorunda olmaktan en çok da. Onların gözünde aptal olmayı şeref bildim kendime. Düşünmeden, bir sonraki adımımı planlamadan konuşmak ne kadar da aptalcaydı değil mi? Gözlerime bir perde indirip de her şeyi tozpembe görmek ne kadar da güzeldi ama. Özlüyorum kötülüğü bilmemeyi, onunla henüz tanışmamış olmayı.


Dilimde baharın tadı,

Geri dönüyorum çocukluğum.

Ben geldim diyorum yeniden,

Yeniden başlıyorum,

Yitip giden türkülerim beni kucaklıyor.


Altuni bir günbatımında girdim karanlığa,

Çarptığım her dikenin izleri üzerimde,

Kimi taze kimi neredeyse belirsiz.

Kalbimin varolduğum topraklardaki izi,

Beni ona çağırıyor, vişne dalı üzerinde gözleri kapalı,

Çocukluğum kokuyor hayallerim.


Bazı bazı gözlerim artık dayanamıyıpta kapanıyor,

Geri dönüyorum çocukluğuma.

Gözlerim yeniden görmeye başlıyor,

Kafayı sıyırmamak hiç de elde değil.

Böyle miydi gerçekten diyorum küçük,

Eğer böyleydi ise kapatmayacağım bir daha.

Renkler raks ederken zihnimin kıvrımlarında,

Geri dönüyorum çocukluğum.

Kim olduğumu, ne için olduğumu kim cevaplayacak,

Uyuduğum uykulardan her sabah nasıl uyanacağım,

Bilemiyorum ve de artık bilmek de istemiyorum.


Geri dönüyorum, benim ben.