BİR ÖĞRENCİ ŞEHRİ: ESKİŞEHİR

Eskişehir'i daha önce hiç ziyaret etmemişseniz bu yazımda size gezimi anlatmak istedim. Keyifli okumalar :)

Herkese yeniden merhaba. Bugün sizlere bir gezi yazısı yazmak ve bayram tatilinin bir gününü ayırdığımız Eskişehir'i sizlere göstermek ve anlatmak istedim. Eskişehir Türkiye'nin en kalabalık yirmi beşinci şehridir ve 1993'te çıkan kanunla Büyükşehir olmuştur. Şehrin ortasından geçen Porsuk Çayıyla ziyaretçilerin ilgisini çekerken, içerisinde bulunan üniversitelerden dolayı da öğrenci şehri olarak bilinmektedir.

Ben daha önceden Eskişehir'e hiç gitmemiştim ama çok merak ediyordum ve çevremden de bu şehrin güzelliğini az çok duyuyordum. Bu yüzden bu bayramda ne yapacağımızı planlarken Eskişehir'i seçeneklerimizin arasına ekledik ve tabii ki baskın olan Eskişehir oldu. :)

Kurban Bayramı'nın 2. günü İstanbuldan sabah saat 7 sularında yola çıktık ve kahvaltımızı Bilecik Bozüyük'te yapmaya karar verdik. Kısa bir kahvaltı molasından sonra Eskişehir'e doğru yolumuza devam ettik. Eskişehir'e vardığımızda öncelikle Odunpazarı'na gittik ve eski evlerin arasında kısa bir yürüyüş yaptık. Daha sonrasında kahve molası verdik. Odunpazarı şehrin ilk yerleşim yeridir, kent merkezinde yer alır ve diğer ilçelere göre yükseltisi daha fazladır. Bir rivayete göre Eskişehir'e yerleşmeyi düşünen ilk halk Odunpazarı ve şimdiki Porsuk Çayı'nın olduğu bölgeye birer koyun ciğeri asarlar. Hangisi çok dayanırsa orayı yerleşim bölgesi seçeceklerdir. Odunpazarı'na asılan ciğer daha geç bozulur ve ilk yerleşim burada oluşur.

Rengarenk, tarihi dokuların arasında kendimizi kaybedip biraz da sıcaktan bunaldıktan sonra nereye gitsek diye tekrar düşünmeye başladık ve aklımıza Masal Şatosu geldi :)

Eskişehir'in en çok bilinen yerlerinden birisi de hiç kuşkusuz Disneyland'ı andırmasıyla da ilgiyi üzerine toplayan masal şatosu. Şatonun her bir kulesi Türkiye'de bulunan kulelerden esinlenerek hazırlanmış ve bunu da parkın içinde bulunan tabelada ziyaretçilere sunmuşlar.


Ne yazık ki Masal Şatosu'nun içini pandemiden dolayı gezemedik o yüzden bu yazıyı yazdıktan sonra internetten içini araştıracağım :(


Parkın içinde bulunan bir restaurant Eskişehir'e özgü olan Çi Börek'te en meşhur olan yermiş, o yüzden biz de madem geldik ve ilk defa deneyeceğiz o zaman en iyisi olsun dedik ve orada Çi Börek denedik. Denemenizi tavsiye ederim, ama bence olsa da olur olmasa da olur. :)

Masal Şatosu'na veda ederek, köprü başına gittik ve orada kardeşimin arkadaşını ziyaret ettikten sonra İstanbul'a dönmek için yola çıktık. Ben genel olarak Eskişehir'i çok beğendim, pandemi olmasaydı daha fazla aktiviteye katılıp daha çok yer gezebilirdik ama bu seferlik böyle oldu. Eğer müzeler açıldıktan sonra yolunuz Eskişehir'e düşerse benim yerime de ziyaret edin. :)