Cam Tavanın Ötesi: Türkiye'de Kadın
SESİN ÇIKSIN AYOL :)
Bir kadının hayalleri, bazen fısıltıyla başlar. Sessizce kurulan cümlelerle, gece uyumadan önce zihninde dönüp duran düşüncelerle… “Acaba ben de başarabilir miyim?” sorusuyla yanar içi. Türkiye’de kariyer yapmak isteyen bir kadınsan, bu soru sadece bir özgüven arayışı değil; aynı zamanda bir mücadele çağrısıdır.
Toplumun öğretileri, geleneksel roller ve beklentiler, çoğu zaman kadının hayal kurma hakkını sessizce elinden almaya çalışır. Kariyer dediğimiz şey, bir merdivense eğer, kadınlar bu merdivene ilk adımlarını atarken bile yanında sırt çantasında fazladan yük taşır. Aile baskısı, toplumun bakışları, “ya evlenemezsen”, “ya çocuk yapmazsan” fısıltıları… Her biri bir adımı daha ağırlaştırır.
Ama yine de yürür kadın. Çünkü içinde yanan bir istek vardır: Kendine ait bir yer edinme arzusu. Sadece bir işi olsun diye değil, yeteneklerini ortaya koymak, üretmek, başarmak için yürür. Belki öğretmen olmak ister, belki mühendis, belki bir sanatçı ya da girişimci… Kimseye benzemeden, sadece kendi hayalini gerçekleştirmek ister.
Türkiye’de kadın olmak, her gün görünmeyen engellerle başa çıkmayı öğrenmek demektir. İş görüşmesinde evlilik planları sorulan, yükselmek için iki kat daha çok çalışması beklenen, sesi çok çıkınca “hırçın”, az çıkınca “pasif” bulunan kadındır söz konusu olan. Ama tüm bunlara rağmen her sabah kalkıp kendi yolunu yürümeye devam eder.
Kadınlar artık birbirinin omzuna yaslanmayı öğreniyor. Birbirine cesaret veriyor, yol açıyor. Sosyal medya platformlarında, konferanslarda, iş dünyasında birbirini gören, destekleyen, el ele büyüyen bir dayanışma ağı kuruluyor. Çünkü bir kadın başardığında, arkasında binlerce kadının daha yolunun aydınlandığını biliyor.
Kariyer, sadece bir unvan değil, bir duruş aslında. “Ben de buradayım” deme biçimi. Evde çocuk büyütmek de bir kariyer; bir laboratuvarda bilim üretmek de. Önemli olan, kadının kendi seçimini kendisinin yapabilmesi.
Türkiye’de kadınlar zorluklara rağmen ilerliyor. Belki yavaş, belki yıpranarak, ama kararlılıkla… Çünkü bir kadın başardığında, onunla birlikte küçük bir kız çocuğu da hayal kurmaya başlıyor. Ve belki o kız çocuğu, bir gün o hayali hiç utanmadan, kısık sesle değil yüksek sesle söyleyebiliyor: “Ben doktor olacağım. Ben şirket kuracağım. Ben değiştiririm bu dünyayı.”
Ve işte tam orada, değişim başlıyor.