CİNSELLİĞİ TABU OYUNUNA ÇEVİRMEYENLER

Cinselliğe karşı bakış açıları toplumlarda farklılık gösteriyor. Hangi ülkeler bunu aşmış ve nasıl yapmışlar?

Hiç şüphesiz ki cinsellik kadın ve erkek için doğal ve kabul edilmesi gereken bir konu çünkü bu aslında bir ihtiyaç, arzu ve zevk öznesi. Ancak bunu böyle kabul etmeyen ve kesinlikle konusunun açılmasından rahatsızlık duyanlar var. Rahatsız olan insanların kendince sebepleri var. Kimisi için dini açıdan kimisi için utangaçlıktan kimisi içinse yaşadığı ülke ve toplum yüzünden konuşulmayıp bastırılmış olmasından kaynaklı. Buradaki en önemli konu ise ülke ve toplum. Bazı ülkelerde özellikle dini inanış yüzünden cinsellik çok bastırılmış hatta tabu boyutuna gelmiştir. Buna bir de ek olarak erkeklerin cinselliği yaşayıp kadınların ise yaşamaması, anlatmaması, konuşmaması gibi baskılar ve tabular mevcut. Tabii bunları aşmış toplumlar hatta ülkeler var.

Öncelikle ilk ülke ABD, kendi dillerinde “American Dream” diye bir tabir var. Bu tabir insanların hayal, istek ve arzularını doyasıya yaşayabildiği ve her istediklerini yapıp başarabildiği özgürlük ülkesi olarak hayal edilmesinden geliyor. Aslında bir bakıma doğru. Yüzdelik dilimde fazlasıyla cinsellik tabu olmaktan çıkmış olarak gözüküyor. Hatta yeni bir zaman diliminde değil, 1900’lerin 2. yarısından beri durum bu şekilde.

Avrupa kıtasına gelirsek Avrupalılar neredeyse koca bir yüzyıldır bu şeklide. Mesela, Norveç, Hollanda, İtalya, Fransa, Slovenya, Belarus. Şunu düşünüyorlar, cinsellik yaşanacak bir şey ve ergenlik zamanı da ilk keşiflerin olduğu dönem. Aileler çocuklarının bilinçli olmasını istiyorlar. Genç yaşlarda hayat tecrübesi fazlasıyla az olduğu için dönülemez hatalar yaşanmasındansa anlatalım, konuşalım, sağlıklı olsunlar ve her şeyi bilsinler düşüncesine sahipler.

Aslında çok haklılar. Ergenlik döneminde kendini keşfederken cinsel yolla bulaşan hastalıklardan, doğum kontrolünden habersizsin. Ne olduğunu bilmiyorsun neyin nasıl kullanılması gerektiğini bilmiyorsun ama yanında bunu yaşamış ve tecrübe etmiş ebeveynlerin var ve en sağlıklı yönlendirmeyi onlar yapabilirler. Bu ülkelerde cinselliğin tabu olmamasının en önemli ve büyük sebebi bu. Birkaç örnek ve karşılaştırma ile konuyu biraz daha açalım.

Örnek olarak Hollanda’yı ele alalım. Hollanda’da en çok bilinen şey cinsel yönelimleri farklı olan kişilerin yasal yollarla hayatlarını birleştirebilmesi yani evlilik. Ülke ve toplum cinsellik konusunda fazlasıyla açık fikirli. Bu kişinin gelişiminde, özgüveninde ve yaşam tarzında çok etkin bir rol oynuyor. Cinselliğini doyasıya yaşayan bir insanın ruh sağlığı ve hayatı cinselliğin günümüzde hala tabu olduğu ülkelerdeki bir insana göre çok daha iyi.

Bu durum sadece Hollanda için geçerli değil tabi veya sadece Avrupa kıtasındaki ülkeler için. Kanada, Arjantin, Avustralya, Brezilya gibi yüzlerce ülke için de geçerli. Yazının başında da bahsettiğim gibi, tüm bu ülkelerin ortak yönü cinselliğin hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu görebilmeleridir.