ELIZABETH VE ROBERT BROWNING

Victoria Döneminin hafızalara kazınmış birbirine aşık iki şairi, Elizabeth Barrett ve Robert Browning

İngiliz Edebiyatında Victoria Çağı veya Victoria edebiyatı adı verilmiş bir dönem vardır. Tahmin edersiniz ki dönem ismini Kraliçe Victoria’dan almıştır. Romantik periyodun bitişi, endüstri devriminin başlangıcı ve Kraliçe Victoria’nın tahta çıkışı ile başlayıp 1901’de ölümü ile son bulan zaman dilimini kapsıyor. Depresyonlar, yas tutmalar, endüstri devriminin hayat bulması, inişler ve çıkışlarla dolu bir dönem ama ben size bu dönemde eserleri ile olduğu kadar aşklarıyla da adlarından sıkça söz edilen bir çiftten bahsetmek istiyorum. Elizabeth Barrett Browning ve Robert Browning.

Browningler daha çok şair kişilikleri ile anılıyor, birbirlerine yazdıkları şiirler ise yadsınamayacak kadar fazla. Robert, ilk önce Elizabeth’in şiirlerine hayran oluyor ve böylece onunla tanışmak için araya ortak tanıdıkları sokuyor ancak sonradan ortaya çıkıyor ki aslında Elizabeth’in yazdığı satırlarda Robert’ın direkt kendisine ettiği iltafatlar var. Birbirlerini fiziken görene kadar sürekli yazışan aşıkların mektuplarının bazılarının durduğu ve sergilendiği söyleniyor ve Elizabeth’in bir takım çekinceleri olmasına rağmen hayatlarının sonuna kadar sürecek aşkları birbirlerini ilk gördükleri an başlıyor.

Tabii her aşk hikayesinde olduğu gibi bu aşıkların da kavuşması ve beraber olması için bir engel var. Elizabeth’in babası kızının beraber olduğu adam olan Robert Browning'den hiç haz etmiyor hatta onu büyük bir para avcısı olmakla suçluyor ve asla beraber olmalarını, evlenmelerini istemiyor. Elizabeth’in babası soylu, zengin biri ve Robert Browning’in kızını güç ve para için kullandığını düşünüyor.

Bu istenmeyen durum karşısında büyük aşıkların ayrılacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz çünkü  Elizabeth’in babasından gizlice Paris’te bir katedralde evleniyorlar, balayından sonra Elizabeth babasının yaşadığı eve dönüyor ama bundan tam bir hafta sonra eşyalarını toplayarak pek sevgili eşi Robert ile İtalya’nın yolunu tutuyorlar. Evliliklerinin ilk yıllarında Elizabeth Barrett Browning’in “Sonnets from the Portuguese” adlı eserini çok sevdiği eşine yazdığını tüm edebiyat tutkunları olarak biliyor ve hala aynı sıcak duygularla okuyoruz.

İtalya’da hayatlarının sonuna kadar neredeyse tam zamanlı yaşadığı düşünülen aşık çift Elizabeth Barrett Browning’in 1861’deki ölümü ile birbirlerinden ayrılmış oluyor. Robert Browning eşinin ölümüyle o kadar çok sarsılıyor ki daha fazla İtalya’da kalamayacağını düşünerek tek oğullarını da alıp Londra’ya geri geliyor. Tekrar evlenmiyor, hayatının sevgili eşinden ayrı geçirdiği tüm zamanlarında hala eşi için çalışmaya devam ediyor. Hatta Elizabeth Barrett Browning’e ait olan ve ölümünden sonra yayımlanan  “Last Poems” eseri eşi tarafından toparlanıp bir araya getiriliyor.

Döneminde ses getiren şiirlere ve yazılara imza atmış olsalar da hafızamızda hala taze kalmalarının sebebi o çok büyük aşkları olsa gerek.