Fernando Botero ve Özgün Tarzı
Elma yanaklı Mona Lisa tablosunu görmüş müydünüz? Yuvarlak hatların ustası Botero, özgün tarzı ile güzellik algılarınızı sorguluyor.
Her hayat hikâyesinin kendine göre zorlukları vardır.
19 Nisan 1932, Medellin’de doğan Kolombiyalı modern sanat ressamı Fernando Botero da çocukluğundan beri ekonomik zorluklar yaşamaktadır. Sadece 16 yaşındayken yaşadığı Medellin kentinin en ünlü gazetelerinden biri olan “El Colomiona”’da illüstrasyonlarını yayınlanıyor. Kazandığı parayla Madrid’e taşınıp sanat okumaya başlıyor. Sanat eğitimini İspanya’da San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’nde tamamlıyor.
Her ne kadar eserleri çeşitli sergilerde sergilenen ödüllü bir ressamın para kazanamaması kulağa çılgınca gelse de başlarda İspanya’daki turistlerin istediği şekilde kopya resimler yaparak kazanıyor ve zamanla sanatıyla kendi hayatını geçindirmeyi başarıyor. 1969 yılında Almanya’da 5 müzede birden eserlerinin sergilenmesiyle sanat yolculuğunun önü açılıyor.
Abartmayı sevdiğini her fırsatta dile getiren Botero, resimlerini de kendisine göre abartarak çiziyor. İnsan figürleri dışında doğa ve manzara resimlerini de büyüterek, derinlik katarak hacimli resmediyor. 16 yaşından bu yana aynı tarzda çizmesi kendine özgü tarzının oluşmasında yardımcı oluyor.
Eserlerinde 1974 yılında 4 yaşındayken kendi kullandığı arabayla trafik kazasında kaybettiği oğlu Pedro’nun imgesine ve boğa güreşi, matador, sirk, Latin Amerika yaşamı, ölü doğa temalarına da sıkça yer veriyor.
Botero’ya göre abartılmış resimler insanları neşelendiriyor ve deforme ettiği abartılı eserleriyle hem düşündürmeyi hem de insana neşe vermeyi başarıyor.
Kendisini "ben Kolombiyalı sanatçıların en Kolombiyalısıyım" diye tanıtıyor post modern ressam.
Tablolarına baktıkça insanın yüzünde bir tebessüm belirir fakat Ebu Gureyb'de yaşananları resmettiği tablolarına bakıldığında ise gülümsemek pek mümkün değil.
Ayrıca, ilk başta Amerika’da galericilerin korkularından bu koleksiyonu sergilemekten kaçındıklarını, daha sonra akıllarını başlarına topladıklarını belirtmekte fayda var.
Kendine özgün tarzı “Boterismo” olarak bilinen sanatçı ünlü sanat eserlerini de kendi tarzıyla resmederek toplumun dayattığı güzellik algısının dışında eserler yaratmaktadır.
“Güzellik” algısını insanlara sorgulatan, bu algıya yeni bir bakış açısı getiren Botero, insanı neşelendiren ve düşündüren eserleriyle yaşayan en ünlü sanatçılar arasında yer almaktadır.
Fernando Botero’nun eserleri arasında kendi özgün tarzıyla ünlü sanat eserlerini yorumladığı resimler de bulunuyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı ve Jan Van Eyck’ın Arnolfini’nin Evlenmesi bu eserlerden sadece birkaçı.
Fernando Botero, toplumun çizdiği güzellik algısından öte, “güzelliği” sıradanlıkta aramayan bir sanatçıdır. Eserlerinde kendi kültürünü ve hayatını da yansıtan Botero, günümüz güzellik anlayışını kendi sanat tarzıyla sorgulamakta, yeniden yorumlamaktadır.
Abartılı formlar ve çarpıcı, canlı renkler ile yarattığı eserlerle dünyanın en ünlü yaşayan sanatçılarından biri olmayı başardığını söyleyebilir miyiz?
Yorumlarda buluşalım..