Geri Döndü! "Murder Mystery 2"
Eğer çok yoğun bir gün geçirmiş ya da ne olursa olsun tek isteğiniz kafanızı dağıtacak hızlı ve akıcı bir film ise aradığınız işte burada!
Evet! Yanlış duymadınız! Murder Mystery ikinci filmiyle Netflix'te tekrar karşımızda!
Başrollerini Jennifer Aniston ile Adam Sandler'in paylaştığı ve geçtiğimiz ay sonunda yayınlanan Murder Mystery 2, ilk filmi gibi Netflix'te izleyicileri ile kavuştu.
Aradan hemen hemen hatrı sayılır 4 yıllık bir zaman geçtiği için ilk filme özet niteliğinde bir giriş ile hafızaları tazeliyoruz.
Sonrasında ise filme bakacak olursak; işleri çok yoğun olan,uzun bir süredir de iyi gitmeyen çiftimizin bir kaçamağa ihtiyacı vardır. Tam da o an ilaç gibi gelen bir düğün daveti ile arkadaşlarının düğününe gitmeye karar verirler.
ve buradan...
Rengârenk bir Hint düğününe ışınlanıyoruz. Yeni karakterlerimiz bizleri karşılıyor. Onlar ile tanışıyoruz. Bu sahnelerde -her dedektif/cinayet filmi gibi- başta her şey güllük gülistanlık ilerliyor. O yüzden biz de olayın nereden ve nasıl akacağını çözmeye daha doğrusu fikir yürütmeye çalışıyoruz.
İzleyicinin dikkatini çekebilecek belli yönlere yapılan odak ile izleyicide merak unsuru oluşturmalarını şahsen sevdim.(Odalarındaki bıçak ya da albayın bakışları gibi)
Aynı zamanda Hint kültürü ile Amerikan kültürü arasındaki farklılıkları komik bir şekilde filme empoze etmişler.
Çiftimiz tatile çıkıyor ve işler sarpasarıyor. Yine...
Oysaki onlar kötü ve yoğun giden iş hayatlarını biraz olsa unutmak ve rahatlamak istemişlerdi.
Eğlence ve cinayetler düğümü...
Dedektifçilik oynamak böyle daha eğlenceli olsa gerek...
Zengin mi zengin damadımızın bu görklemli düğünde kaçırılmasıyla gözler,gözde dedektif çiftimize yönelir. Ne yazık ki namları iyi anılmayan bu çifti kimse yanlarında tutmak istemez.
Fakat...
O,ister...
Ve...yolculuk Paris'e uzar.
Acaba kim işbirliği içindedir?
Fransız ve parasız gelin mi?
Yoksa damadın eski nişanlısı mı?
Aa, ya da ailevi bir anlaşmazlık mı?
Tüm sorular cevaplanmak üzere zamanını beklemektedir.
Naçizane eleştirilerim ile devam edecek olursam;
Bende fazlasıyla "Agatha Christie tarzı" bir film hissiyatı oluşturdu.Kendisinin romanlarını okuyan varsa tarzını zaten bileceklerdir fakat bilmeyenler için kısaca “sağ gösterip sol vurur” diyebiliriz. Aslında birçok dedektif romanına ve filmlerine bu yönüyle ilham olmuştur. Sizi,katilin o olduğuna ikna eder ve sonra bir bakarsınız ki...
Yanlış yerdesiniz!
Sonlara doğru aksiyon daha da çok artıyor. Film bir anlığına da olsa sizi kendine çekiyor ve gerçek bir aksiyon filmi izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor.
Açıkçası kurgudaki bazı detaylar bana biraz fazla abartı geldi. İzlerken o abartılığın dozu,gerçeklik halini fazlasıyla bozmuş olduğunu düşünüyorum. Aslında bir bakıma da filmin amacının biraz da bu olduğunu düşünüyorum. "Alışılmış dedektiflik hikayelerinin aksine tüm yaşananlara daha eğlenceli bir açıdan bakmak."
Hatta ekleme yapacak olursam ben, Jennifer Anniston'ın çok daha başarılı olabileceği işler yapması gerektiğine inanıyorum. Oyunculuğu ve -yollardır bu sektörde olduğundan- kameraya yakışan biri olduğu için ne yapsa izlerim orası ayrı fakat,hep belli tarz filmler ile kendisini körelttiğini düşünüyorum ama tabi ki bu sadece benim ekstra bir yorumum.
Eğer çok yoğun bir gün geçirmiş ya da ne olursa olsun tek istediğiniz kafanızı dağıtacak hızlı ve akıcı bir film ise,istediğinizi buldunuz demektir.
Sonunda yine eğer seyirci sevip,isterse serinin belki yeni bir filmi gelir diyerek hafif bir kapı aralamayı da unutmamışlar.
Zaten şimdiden iki filmi de Top 10'de kolayca görebilmeniz mümkün. Serinin ikincisinin çıkışı birinciyi de tekrar popüler yapmışa benziyor!
Yine de keyifli bir buçuk saat geçirebileceğiniz bir film olduğunu düşünerek, izleyip izlememe kararını siz değerli okurlara bırakıyorum.
İyi seyirler dilerim...