GÖKTE DE BAYRAM VAR

Yaşamadan, yaşanmıyor çocukluk.


''Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler, hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."

Mustafa Kemal Atatürk


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tekrar yeşil tütülü eteğimle kutlamak istiyorum!

İçimdeki çocuk hiç büyümeyecek olsa da artık en güzel kareografileri hazırlayıp kıyafetlerimizi özenle seçip okul bahçesinde alkış toplatan Havva Hocam yok ne yazık ki. Mavi beyaz puantiyeli elbisem, yeşil tütülü eteğim, papatya tokalardan saçlarımı taç yapan canım annem, yanıma gelip kelebek gibi benimle dans etme isteği her haliyle belli olan güzel anneannem... O günlerimi hatırladıkça içimde kocaman bir mutluluk beliriyor. Bir yanım ah keşke o günlere dönebilsem derken diğer yanım iyi ki yaşamışım diyebilmenin huzuruyla bütünleşiyor.

Sonuçta yaşamadan, yaşanmıyor çocukluk.

Tüm insanlığın yürüdüğü tek ortak yol; kardeşi olunca abi, abla oldun; okula başlayınca koca adam oldun denilerek büyütülen çocukluk!

Çocuklarımız bizim mutluluk kaynağımız. Minik kuşlar gibi dört bir yanda cıvıldayan, gülüşüyle sevgi dağıtan, bayramı bayram yapanlardır çocuklarımız. Bütün çocuklardan biraz olabilsem keşke!

Bir çocuk olsam mesela, bembeyaz elbise giydim diye mutlu olan, belime bağlanan kırmızı kurdeleyi süs sanan!

Çocuk olsam, çamurlu sokaklarda okul yoluna kaçan.

Oyuncak bebeğimin saçlarını kıskanan, ağzı maskeli bir çocuk olsam.

Bir orman kenarında bulunsam hareketsiz ve bacaklarımda kanla, kilom 20 olsa ama beni taşıyabilecek kadar güçlü kimse olmasa.

Sokağın bütün pisliğini ayaklarımda taşısam ve yol kenarındaki bir parça ekmekten mutlu olsam.

Bütün çocuklar ben olsam ve kimseye çocukluk kalmasa! Azrailim babam! Suç aletim hortum! Katilim 279 onay olsa!

Annesine aşık Parslar, ailenin ne olduğunu hiç bilemeyen Ceylanlar, istismar sonrası boğulan Eylüller, kadınlarla iletişim kuramadığı için tecavüze uğrayan Irmaklar, taş-ekmek-sopa-eylem-ölüm kargaşasında yok olan Berkinler, sütsüzlükten ölen Leylalar, diri diri yakılan Gizemler, 12sine girmeden kaçırılan ve çocuk haliyle 2 çocuk doğuran Peldalar... Asıl sizin bayramınız kutlu olsun çocuklar, çünkü sizden sonra kimse doyasıya çocuk kalamadı.

23 Nisan Perşembe akşamı, saat 21.00'da İstiklal Marşını göğe bakarak okuyalım, çocuklarımızla.