HADES VE PERSEPHONE
Persephone Hades'in yanına döndüğünde yeryüzünde kuraklık başlar, kış mevsimi yaşanır; annesinin yanına geri dönse toprak canlanlanırdı...
Ölümün efendisi, kasvetli Hades’i birkaç kelime ile özetleyelim. Çok korkutucu olmasına karşın oldukça zengin olan Hades, yer altındaki tüm hazinelere sahipti. Misafirperverliğiyle de ünlüydü çünkü yeryüzünden yeraltına gelen bütün ruhlar için her zaman bir yeri vardı ve bir kere Hades’in diyarına adım atan ölümlü ruhlar, soğuk ve karanlık diyardan dışarıya çıkamazdı.
Persephone ise Hades’in aksine Olympos'ta büyümüştü. Demeter ile birlikte şen kahkahalar atar ve bütün Olympus’u neşesi ile inletirdi. Âdeta annesinin göz bebeği olan Persephone, annesi nereye giderse oraya giderdi ve Persephone ne zaman dans etse yeryüzünde çiçekler açar, güzel kokular etrafa dolardı. O kadar sevimli, naif ve zarifti ki gözleri yeterince görmeyen Hades’in bile ilgisini çekmişti. Persephone’yi aklına koyan Hades, onunla birlikte olmanın tek yolunun onu kaçırmak olduğuna karar vermişti çünkü Demeter kızını bırakmaya niyetli değildi.
Günlerden bir gün kırlarda dolaşıp çiçek toplayan Persephone annesinden oldukça uzaklaşmıştı. Bunu fırsat bilen Hades zaman kaybetmeden toprağı ikiye böldü ve açılan karanlık yarıktan siyah atların çektiği bir arabayla çıktı. Korkudan kendisini kaybeden Persephone’yi çekip alan Hades, açtığı karanlık yarığa geri dönüp Persephone’nin yardım çığlıklarına rağmen yarığı kapattı.
Demeter ise deliye dönmüş bir şekilde yeryüzündeki her delikte kızını aramaya başladı. Yas tutan Demeter ile birlikte doğa da yas tutmaya çoktan başlamıştı. Çiçekler solmuş, güneş gücünü yitirmiş, ağaçlar yapraklarını dökmüş ve hüzünlü bir soğuk hava sarmıştı yeryüzünü. Bununla birlikte toprağa ekilen filizler yeşermiyordu. İnsanlar ve hayvanlar aç kalmıştı. Bu yüzden ölümlüler Demeter’e yeryüzünü tekrar kutsaması için yalvarıp yakarmaya başladılar. Ancak Demeter kızını buluncaya kadar buna izin vermeyecekti.
Bu sırada gün ışığından, karanlık ve buz gibi bir havaya, ölümün diyarına gelen Persephone, hıçkırıklar içinde ağlamaktaydı. Hades onu sarayına, tahtının en güzel köşesine yani yanına bıraktı.
En değerli taşları, altınları, en güzel mücevherleri önüne seriyordu ama nafileydi. Asla ağlamayı bırakmıyor, neşesini yerine getiremiyordu çünkü Demeter kızına ne kadar bağlıysa Persephone de annesine o kadar bağlıydı. Kız, annesini ve sıcak güneşin teninde bıraktığı hissi özlüyordu.
Demeter ise kızını kaçıranın Hades olduğunu öğrenmişti. Zeus’a giderek eğer Hadesin kızını bırakmasını sağlamaz ise yeryüzünde bir daha bir çiçeğin dahi açmasına izin vermeyeceğini söyleyip onu tehdit etti. Bunun olmasına izin veremeyeceği için Zeus, Hades’e Persephone’yi bırakması emrini verdi.
Fakat Hades aptal bir tanrı değildi, bunların olabileceğini tahmin ediyordu. O yüzden Hades, bahçıvanından yeraltı dünyasında tek meyve veren ağaçtan bir narı yemesi için Persephone’ye vermesini istedi. Ölülerin Kraliçesi olan Persephone ise bu diyardan tek bir şey bile yemeyeceğini söyledi.
Zeus'tan gelen haberi duyan Hades, ne kadar asi olursa olsun bu emre karşı gelemezdi ve boyun eğip üzülerek kraliçesine veda etti. Keyfi birden yerine gelen Persephone gitmek için hazırdı. Hermes ile birlikte tam yola koyulacakları zaman yeraltı diyarının bahçıvanı birden gülmeye başladı ve Hades’e bakarak birkaç tanesi eksik narı işaret etti. Persephone ise narlardan birkaç tanesini farkında olmadan yediğini söyledi. Bunu öğrendiğine çok sevinen Hades Persephone’yi gülerek uğurladı. Henüz onlar bilmiyordu ama ölüler diyarının kraliçesi eninde sonunda buraya gelmek zorundaydı çünkü ölümün yiyeceğinin tadına bakmıştı bir kere.
Persephone'sine kavuşan Demeter artık hüzünlü bir kadın değildi. O, yine eski bereketli, güçlü haline kavuşmuş bir tanrıçaydı. Demeter toprağı kutsadı, çiçekler yeniden açmaya başladı; insanlar ve hayvanlar kuraklıktan kurtultulmuşlardı. Anne-kız o eski mutlu günlerine geri dönmüşlerdi.
Fakat bu mutluluk uzun sürmedi çünkü ölülerin yiyeceğini yediği için Persephone'nin geri dönmesi gerekiyordu, burada kalamazdı. Hades ise kraliçesini görmeyi dört gözle bekliyordu. Zeus ise anne ve kızın sonsuza kadar ayrı kalmasına izin vermeyerek bir hüküm verdi. Persephone yediği her nar tanesi için yeraltında 1 ay geçirecekti. Sonra geri annesinin yanına yeryüzüne dönecekti. Böylelikle her yıl ne zaman Persephone annesini bırakıp Hades'in yanına dönse yeryüzünde kuraklık başlar, sonbahar ve kış mevsimi yaşanır; ne zaman yeryüzüne annesinin yanına geri dönse toprak canlanır, bahar ve yaz mevsimi yaşanır olmuştu. Hades ise belirli sürelerde de olsa istediğine kavuşmuştu. Buz kraliçesiyle birlikte karanlık ve kasvetli sarayında hüküm sürüyordu.