Hep Mutlu Olmak: Sosyal Medya

21.yüzyılın vazgeçilmez unsurlarından biri olan sosyal medya gün geçtikçe daha çok popülerleşmekte ve 7’den 70’e tüm yaş grubuna nüfuz etmektedir.

Birkaç yıl öncesine kadar yaygın olan gençlerin elinden telefon düşmüyor sözü, eski önemini yitirmiştir. Artık küçük çocukların, anne-babalarımızın, babaanne, anneanne ve dedelerimizin elinden de telefonlar düşmemeye başlamıştır. Gün geçtikçe sosyal medya bütün nesilleri etkisi almaya devam etmektedir. 

Çeşitli sosyal medya platformlarını kullanan insanların hayata bakış açıları da değişmeye başlamıştır.  İnsanlar, sosyal medyadan takip ettikleri insanların paylaşımlarına bakarak kendi yaşamlarını karşılaştırmaya başlamış, farklılıkları gözlemledikçe kendini, ailesini, yaşadığı hayatı sorgular hale gelmiştir.

Sosyal medyada paylaşım yapanlar ile onları izleyenler arasında bir rekabet oluşmaya başlamış, insanların duyguları değişime uğramaya başlamıştır. Oysaki sosyal medyada paylaşım yapan insanlar da adı üstünde insandır. İnsan doğası gereği hep mutlu olan, mutlu kalan bir varlık değildir. İnsanın doğasında mutluluk gibi, üzüntü duygusu da vardır ve bu çok normaldir. İnsanlar bazen bunu göz ardı edip neden benim hayatım bu kadar iyi gitmiyor, neden mutlu değilim diye kendilerini sorgularlar.

Sosyal medyada gösterilen gösterişli hayatın, hep mutlu olan insanların arka planında da mutsuzluklar, kavgalar, yolunda gitmeyen şeyler elbette ki vardır. Ama yine insanlığın doğasında olan kusurlarını, yaralarını göstermek istemeyen insanlar, sadece mutlu anlarını paylaşarak bu mutluluk arkasında kalanları gizlemek isteyebilirler. Bu paylaşımlar ise onlar hep mutlu, onlar hep iyi, hayatlarında her şey iyi gidiyor gibi düşüncelere kapılmamıza ve hayatın gerçekliğini göz ardı etmemize sebep olur.

Sosyal medyayı ihtiyaçlarımız doğrultusunda; örneğin, pratik bilgiler, kitap, film tavsiyeleri vb. şeyler için kullandığımızda sosyal medyanın büyüsünden bir miktar uzaklaşma fırsatını yakalamış olacağız. Sosyal medyada paylaşım yapan insanların sadece göstermek istedikleri şeyleri izlemekten uzaklaştığımızda kendi hayatımıza odaklanacak, aslında günlük rutinlerimizin, evimizin, ailemizin bizi ne kadar mutlu ettiğini hatırlayacağız.