How To Get Away With Murder - İzlemeli miyim? #11

Bir suç ve cinayet dizisi diğerlerinden ne kadar farklı olabilir? Önce okuyun sonra izleyin ve görün derim.

Tür: Suç, Drama, Gizem
Durum: 6. Sezon çekiliyor
Yayıncı: abcstudios
Başlangıç: Eylül, 2014
Bölüm Sayısı: 90
IMDb: 8,2/10
Bize Göre: 8,9/10

How To Get Away With Murder, Türkçe belirtmemiz gerekirse, Cinayetten Paçayı Kurtarmak, alışık olduğumuz cinayet veya suç dizilerine asla benzemiyor. Başrolünde, hem ceza hukuku profesörü hem de başarılı bir savunma avukatı olan Annalise Keating yer alıyor ve bu muhteşem karakteri Viola Davis canlandırıyor. Profesörümüz, her yıl sınıfından 5 başarılı öğrenciyi kendi hukuk bürosuna stajyer olarak alıyor ve davalara birlikte hazırlanıyorlar. Fakat, kendisi çoğu zaman masum insanlar yerine cinayet ve suç işlemiş insanları savunuyor ve bu davaları kazanabilmek elinin kiri. Bu işinin ehli profesör ve sınıftaki 5 hırslı öğrenci, gelin görün ki bir cinayete bulaşıyorlar ve diğer tüm dizilerden farklı olan bu dizi, izleyiciye, cinayetten nasıl kurtulunacağını öğretmeye başlıyor. 

Başta Annalise Keating olmak üzere onun öğrencileri Wes, Connor, Michaela, Asher, Laurel ve  büroda çalışan Bonnie ve Frank ikilisi o kadar zekiler ki davalarda ve kendi hayatlarında sorunlara buldukları çözümleri izlemek insanı hayrete düşürüyor. Diziyi izlediğim süre boyunca sürekli: “nasıl ya, bu nasıl mümkün?” – “bunu nasıl düşünmüş olabilir ki?” diyerek şok içinde tepkiler verdim. 5 sezon boyunca, 1.sezon bulaşmış oldukları cinayet onlara yetmezmiş gibi, bizimkiler,  hiç akıllanmadan başka cinayetlere de karışıyorlar. Bizler de karakterlerimizin önce dibe çöküş, sonradan ise her şeyden her zaman olduğu gibi bu cinayetlerden de kurtuluşlarını izliyoruz. Şok olmalarıma ek olarak aklımda bir düşünce oluştu; otobüse bindiğimde, bir kitapçıya girdiğimde ya da bir kafede otururken yanımda böyle cinayetler işleyip kurtulma yolları bulmuş insanların var olma olasılıkları var mıydı? Tabii bu düşünceyi paranoyaya bağlamadan hemen attım kafamdan.    

İzlediğimiz cinayetlerden kurtulma yolarının yanı sıra başrolde bir kadını görmek ve hatta bu kadını ezilmiş yardıma muhtaç biri olarak değil de başarılı hukuk profesörü olarak görmek, diziye dair en sevdiğim özelliklerden biri. Kadın o kadar güçlü, o kadar akıllı ve bir o kadar da kendinden emin ki umuyorum insanlara ilham verebiliyordur. 

Açıkçası ben her diziyi izleyebilen biri değilim. Beni sarmadığı anda başka şans bile vermeden direkt siliyorum o diziyi. Fazla seçiciyim; aşırı uzunlara katlanamıyorum, konunun bir türlü ilerlemek bilmediklerineyse sinir oluyorum ama bu dizi beni bir oturuşta bir sezon bitirtecek kadar çekti içine. Sanırım bunu flashback verme özelliği ile başardı. Her bölümün sonunda karakterlerimizin başına gelecek olan şeyler ile ilgili kesitler veriyor ve bir süre sonra dizi “3 hafta öncesi”, “2 hafta öncesi” gibi şimdiki zamandan geçmişe giderek bize olanları aktarıyor. İzleyici de başına neler geleceğini bilerek acaba sonunda ne olacak diye düşünmek yerine, neler yaşanmış olabilir de karakterler kendilerini böyle bir durumun içinde bulmuş olabilirler diyerek izliyor. 

Diziyle ilgili hoşlanmadığım tek şey ise bazen karakterlerin özel hayatlarıyla ilgili gereksiz fazla vakit harcanıyor ve 2 dakikada sıkılan ben, dizinin o kısmını hızlıca geçiyorum. Bunun dışında sorunum yok. 6. sezonu heyecanla bekliyoruz.

Ama demek istiyorum ki izleyin, izletin, pişman olmayacaksınız.