Issız Adam Filminin İçsel Keşifleri

Yalnızlık, her insanın hayatında en az bir kere de olsa hissetmiş olduğu bir duygudur. Kimilerinin tercih ettiği, kimilerinin ise zorunda kaldığı bir durumdur.

Bundan yıllar önce Çağan Irmak'ın yönetmenliğini üstlendiği, Türk sinemasında önemli bir yer alan "Issız Adam" filmi, insan ilişkilerinin karmaşıklığını, yalnızlıkla mücadeleyi, ıssız adam sendromunu derinlemesine ele alır.

Filmde iki ana karakterimiz var. Alper ve Ada.

Ada, kendine ait bir işyeri olan, burada çocuk kıyafetleri tasarlayan, minimal bir hayat yaşayan güçlü, genç ve güzel bir kadındır. Alper ise Ada gibi kendi iş yerine sahip, maddi açıdan daha rahat bir hayat yaşayan ve hayatını belirli bir şeye adamaktan kaçınan bir karakterdir. Aslında çoğu yönden zıt karakterlere sahiplerdir.

İki farklı dünyadan gelen bu karakterler, birbirlerini tanıdıkça âşık olmaya başlarlar. Birlikte güzel vakit geçirip, birçok anı biriktirirler. Fakat bu mutluluk çok da uzun sürmez. Alper, hayatını belirli bir şeye adama konusunda zorluk çeker. Ada'yı her ne kadar sevse de sonsuza kadar bunu devam ettiremeyeceğini bilir ve ondan ayrılmaya karar verir. Ada'ya bunu söylediğinde, Ada'nın dünyası başına yıkılır fakat sonlarının böyle olacağını zaten içten içe biliyordur.

Alper bunun böyle olacağını zaten biliyordu neden bu ilişkiye başladı derseniz, Alper denemek istedi. Hayatında hiç hissetmediği duyguları hissetti. Aslında pek de kendi elinde olan bir şey olduğu söylenemezdi. Maalesef Alper'in yaşadığı bir psikolojik sorundu. Küçüklüğünden beri bu zorlukla başa çıkmaya çalıştı.

Yıllarca Alper'e, Ada'yı bir anda yüz üstü bıraktığı için kızdık. Fakat bunun Alper'in elinde olan bir şey olup olmadığı tartışılır.