İstismarın Yansıması: Unbelievable
Netflix yapımı Unbelievable dizisi hakkında.
Cinsel istismar, kişinin rızası olmadan bir başkası tarafından cinsel eyleme maruz bırakılmasıdır. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı ayrımı olmadan her gruptan insan istismara uğruyor. Sözle olduğu gibi istismar, davranışlarla ve temaslarla da gerçekleşiyor.
Özellikle de kadınlara karşı cinsel istismar son yıllarda artarak devam ediyor. Yaş, sınıf, ırk ve giyim-kuşam özellikleri fark etmeksizin dünyanın her bölgesinde kadınlar, cinsel istismara maruz kalıyorlar.
Netflix yapımı Unbelievable, başrollerinde Toni Collette, Merritt Wever ve Kaitlyn Dever’ın yer aldığı 8 bölümlük bir mini dizidir. Marie Adler adlı genç kız, tecavüze uğradığını söyleyerek polise şikayette bulunuyor. Yaşadığı olayın psikolojik etkisinden çıkamadığı için hem polise hem de çevresine anlattıkları farklılık gösterince, soruşturmanın başındaki erkek dedektifler kızın ilgi çekmek amacıyla bir yalan ortaya attığını düşünmeye başlıyorlar. Bununla da kalmayıp tehditvari konuşmalarla bu düşünceyi kıza da kabul ettiriyorlar ve böylece olayın üzeri kapanıyor.
Bu olaydan yıllar sonra farklı eyaletlerde birbirine benzer tecavüz vakaları görülmeye başlanıyor. Farklı merkezlerde çalışan iki kadın dedektif benzerlikler üzerine birlikte çalışmaya karar veriyor ve dikkatli bir sürecin ardından tecavüzcü yakalanıyor. Topladığı hatıralar ve fotoğraflar ile birlikte tecavüzcünün tüm kurbanlarının kimliği de ortaya çıkıyor. Ve aralarında yıllar önce soruşturması kapanan Marie Adler da çıkıyor.
Cinsel istismar zaten yeterince büyük bir suç ve taşıması ağır bir yükken yardım istediğin insanlar tarafından yargılayıcı bakışlarla karşılanmak, insanı daha çok yaralıyor. Hem fiziksel hem de mental olarak bir darbe almanın yanında, etrafında güvenebileceğin kimsenin olmaması da bir insanın yaşayabileceği en zor durumlara itiyor. Marie Adler'a da, uğradığı istismarı kanıtlayamadığı için yalancı damgası yapıştırılmasının yanı sıra Marie arkadaşları ve ailesi tarafından bir başına bırakıldı ve iş hayatında da zorbalıklarla karşılaştı.
Cinsel saldırıya maruz kalan en çok kadınlar ve çocuklar olurken, erkeklerin yaşanılanlar karşısında empati kuramaması durumu daha da zorlaştırıyor. Toplumda yaşanan olaylara verdikleri tepkilerin, insanların yaşamı üzerindeki etkileri ve sonuçları düşünülerek hareket edilmesi gerekiyor. Özellikle de insanın yaşamına ve gururuna etki eden hassas olaylara daha incelikle yaklaşılmasının önemini görmüş oluyoruz. Dizinin bir bölümünde Marie’nin avukatı, hırsızlık gibi suçlarda yalan mı söylüyor diye kimsenin sorgulanmadığını ama konu tecavüze gelince hep bir şüpheyle bakıldığına dair kurduğu cümle, aslında diziyi ve Maire’nin mağduriyetini en açık şekilde özetliyor.
Ve bizler kadın olarak ne yazık ki, gerçeklerin gün yüzüne çıkarıldığı değil de boğucu ızdırabın esiri olduğumuz bir düzenin içinde yaşıyoruz.