Kabakçığın Hayatı - Ma Vie de Courgette

Sevgi her yerde.

Fransa ve İsviçre ortak yapımı bir animasyon filmi olan ‘Ma Vie de Courgette’ filminin adı, Türkçe'ye ‘Kabakçığın Hayatı’ olarak çevrildi.

Aile içi şiddet ve ne yazık ki sevgisizliğin içinde büyüyen 9 yaşındaki Kabak, oldukça sessiz ve tatlı bir çocuktur. Kendisine bir dünya yaratmış olan Kabak'ın, onunla hiç ilgilenmeyen bir anne babası, boya kalemleri, uçurtması ve biriktirdiği teneke kutuları vardır. Zamanını hep odasında tek başına geçiren Kabak'ın hayatı, bir gün teneke kutularını tek tek dizerken bir fırtınanın her şeyi dağıtmasıyla tamamen değişecektir.

Annesinin ölümünden sonra, yardımsever polis memuru Raymond tarafından kendisi gibi zor bir çocukluk geçiren yaşıtlarının yanına gönderilecektir. Ancak Kabak, yeni yaşamına alışmakta oldukça güçlük çekmektedir. Bu zor günlerinde yanında duran Raymond'un, sadece bir görev icabı mı yoksa gerçek bir sevgiyle mi yaklaştığını düşünmektedir.

Kabak, başlangıçta güvenmekte zorlansa da, Raymond'un samimi ilgisi zamanla içindeki yaraları iyileştirmeye başlayacaktır. Polis memuru, sadece mesleğinin bir gereği değil, aynı zamanda Kabak için bir baba figürü olacaktır. İkilinin arasındaki bağ, zamanla daha da güçlenecektir.

Raymond'un sevgisi ve desteği, Kabak'ın hayata yeniden adapte olup, tutunmasına ve gerçek sevgiyi tanımasına vesile olacaktır. Geçmişin acılarına rağmen Kabak, yeniden mutluluğu öğrenmeye başlayacaktır. Çocukların gözünden anlatılan bu acımasız dünyada, her çocuğun içindeki sevgiye duyulan özlem oldukça etkileyiciydi.

Öğretmenleriyle birlikte kar gezisine giden bu masum çocukların, bir annenin çocuğuyla ilgilendiğini gördüklerinde, yüzlerinde beliren şaşkın ifade gerçekten çok dokunaklıydı..

Baksana, annesi çok tatlı!
Belki de annesi değildir.

Uzun bir sessizlik.

“Ma Vie de Courgette - Kabakçığın Hayatı” Mubi’de severek izlediğim bu etkileyici filmi kesinlikle tavsiye ediyorum. Ailecek izlenebilecek bir film olsa da kimi sahnelerin 13 yaş ve üzeri izleyiciler için daha uygun olacağı kanısındayım. 

Sevgiyle.


Filmin final sahnesinde, çocuklar yurtlarındaki öğretmenlerinin yeni doğan bebeğini sevgiyle kucaklarken, yeni anne olan öğretmenlerine şaşkınlıkla sorular yöneltmeye başlıyorlar.

-Hep burada mı kalacak?

+Hayır.

-Tabii eğer onu terk etmezsen.

+Onu asla yapmam.

-Peki ya çok çirkin olsa bile mi?

-Çok kötü koksa bile mi?

-Sürekli ağlasa bile mi?

-Yatağını ıslatsa bile mi?

-Okulda tembel olsa bile mi?

-Aptal olsa bile mi?

-Domuz gibi yese bile mi?

-Adını unutsa ve ayağı koksa bile mi?

-Dayanılmaz olsa ve hep bağırsa bile mi?

-Kurt olsa bile mi?

-Duvarları karalasa bile mi?

-Polis olmak istese bile mi?

-Boynu zürafa kadar uzasa bile mi?

-Serseri olsa bile mi?


Hiçbir çocuğun bunları yaşamaması dileğiyle.