Kadın Olmak: Eşitsizliğin Gölgesinde Var Olmak
Kadın olmak çevredeki seslerin içinde kendi sesini bulmak anlamına gelir.
Her kadının hikayesi farklı yollarla yazılmış ve birbirinden farklı sayfalarla doludur. Bu yollar bazen kolay olsa da genellikle taşlı ve zorludur. Çoğu kadının yaşamda karşılaştığı engeller sessizce gelir. Fark edilmez ama bazen bir sözde bazen de sadece bir bakışta saklıdır.
Çünkü toplum görünmez çizgiler çizer hayata ve hayatın akışına.
Toplumun dayattığı roller ve beklentiler, kadınların sosyal hayatlarında yer aldıkları konumu belirler. Ancak, bu durum aynı zamanda kadınların farklı yollarla kendilerini ifade etmelerini ve kendi yerlerini bulmalarını sağlar. Kimi zaman annedir kadınlar, kimi zaman aşçı, kimi zaman öğretmen çoğu zaman ise hepsi.
Çünkü toplum ne kadar sınırlar çizse de kadınlar asla durmaz, duramaz.
Mesela bir erkeğe nazaran daha fazla çaba sarf etmesi gerekir. Kendi başarı hikayelerini yazma yolunda ilerlerken karşılaştıkları zorluklar onları daha güçlü hale getirir. Dedim ya, bir kadın asla durmaz. Eşitsizliğin gölgesinde var olma mücadelesini yıllar boyunca sürdürür.
Ve bu mücadele onları daha güçlü yapar.
Kadın olmak çevredeki seslerin içinde kendi sesini bulmak anlamına gelir. Bu ses bazen bir fısıltı kadar hafif, bazen de bir çığlık kadar güçlüdür.
En önemlisi ise bu sesin duyulması ve görülmesidir. Kadınların kendi sesini bulduğu ve bu sesi duyurduğu bir dünyanın daha renkli ve zengin olacağından hiç şüphemiz yok. Çünkü bir kadın hayatın her alanında fark yaratıp başarılı olabilir.
Velhasıl kelam kadın olmak, sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir yolculuktur; bu yolculuğun sonunda zorlukların içinde bile güzellikler bulunur ve o güzellikler tüm gökyüzüne yayılır.