Kazıklı Voyvoda: III. Vlad'ın Hayatı, Kişiliği ve Başarıları

Kazıklı Voyvoda, Osmanlılara karşı yürüttüğü savaşlar ve acımasız yönetim tarzıyla tarihe damga vurmuş bir hükümdardır

Tarih boyunca pek çok hükümdar ve savaşçı acımasızlıklarıyla anılmıştır. Ancak, içlerinden biri özellikle zalim yöntemleriyle ün kazanmış ve dünya tarihinde korkutucu bir figür olarak yer edinmiştir. III. Vlad, nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda, 15. yüzyılda Eflak'ta hüküm sürmüş ve özellikle Osmanlılara karşı verdiği savaşlarla tanınmıştır. Bu makalede, III. Vlad’ın hayatı, kişiliği, başarıları ve neden "Kazıklı Voyvoda" olarak anıldığı detaylı bir şekilde ele alınacaktır. 

III. Vlad, 1431 yılında Transilvanya’nın Sighișoara şehrinde doğmuştur. Babası II. Vlad Dracul, Eflak Prensi olarak Osmanlılar ve Macarlar arasında dengeleri gözetmeye çalışmıştır. Babası, Osmanlılara bağlı bir hükümdar olarak 1442 yılında Vlad’ı ve küçük kardeşi Radu’yu Osmanlı sarayına rehin olarak göndermiştir. Osmanlı topraklarında eğitim gören Vlad, burada savaş stratejileri ve yönetim teknikleri öğrendi. Ancak, Osmanlılara karşı derin bir nefret geliştirdiği düşünülmektedir. 

1447’de babası ve ağabeyi, Macar kralının desteklediği bir isyan sonucunda öldürüldü. 1448’de Osmanlıların yardımıyla Eflak tahtına kısa bir süre için geçen Vlad, ancak kısa sürede tahtını kaybetti. 1456’da tekrar tahta çıktı ve hükümdarlığı sırasında hem iç hem de dış düşmanlarına karşı sert politikalar izledi. 

III. Vlad, zalimliği ve acımasız yöntemleriyle tanınan bir liderdi. Kendisi, otoriter ve disiplinli bir yönetim anlayışına sahipti. Ülkesini güçlendirmek ve halkının güvenliğini sağlamak için korku ve şiddeti bir yönetim aracı olarak kullandı. Hükümdarlığı sırasında Eflak'ta yolsuzlukla mücadele etti ve soylulara (boyarlara) karşı sert önlemler aldı. Özellikle ihanet edenleri, kanunları çiğneyenleri ve Osmanlılara destek verenleri ağır cezalarla karşılıklandırıyordu. 

Vlad’ın sert yönetimi, halk arasında hem korku hem de saygı uyandırıyordu. Onun adaleti hızlı ve acımasızdı. Hırsızlar ve yolsuzluk yapanlar için ağır cezalar getirdi, hatta zaman zaman tüm bir köyü cezalandırdığı olmuştur. Ancak bu sert yönetim, ülkesinde bir düzen sağladı ve halkının Osmanlılara karşı direncini artırdı. 

III. Vlad’ın en büyük başarıları Osmanlılara karşı yürüttüğü savaşlarla ilgilidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun genişleme politikalarına karşı güçlü bir direniş gösterdi ve 1462 yılında Osmanlı Sultanı II. Mehmed’in ordusuna karşı başarılı bir gerilla savaşı yürüttü. Taktikleri arasında "vur-kaç" saldırıları, suikastler ve gerilla savaşları bulunuyordu. 

En ünlü zaferlerinden biri, 1462 yılında Osmanlı ordusuna karşı düzenlediği "Gece Baskını"dır. II. Mehmed’in 100.000 kişilik ordusunu durdurmak için düzenlenen bu saldırı, Osmanlı ordusunda büyük kargaşaya yol açmış ve Vlad’ın korkulan bir figür haline gelmesine neden olmuştur. 

Vlad, düşmanlarını kazığa geçirerek öldürme yöntemiyle ünlendiği için "Kazıklı Voyvoda" lakabını almıştır. Kazığa oturtma, düşmanlarını caydırmak ve korkutmak amacıyla kullandığı en sert cezalandırma yöntemlerinden biriydi. Vlad, savaşta esir aldığı Osmanlı askerlerini, ihanet eden soyluları ve suç işleyen vatandaşları kazığa oturtarak cezalandırıyordu. 

Osmanlı kaynaklarına göre, Vlad, 1462’de Osmanlı ordusunun Eflak’a ilerleyişini durdurmak için tüyler ürpertici bir taktik geliştirdi. Osmanlı askerleri, Tuna Nehri’ni geçtiklerinde binlerce kazığa geçirilmiş Osmanlı askerleriyle karşılaştı. Bu manzara Osmanlı ordusunda büyük bir korku ve panik yarattı ve II. Mehmed’in geri çekilmesine neden oldu.

III. Vlad, 1476 yılında Osmanlılarla yaptığı bir savaş sırasında öldürüldü. Kesik başının İstanbul’a getirilerek II. Mehmed’e sunulduğu söylenir. Ölümünden sonra Vlad, Romanya’da bir halk kahramanı olarak görülmeye başlandı. Bugün bile Romanya’nın ulusal kimliğinde önemli bir yer tutmaktadır. 

Bunun yanı sıra, III. Vlad’ın hayatı ve zalim yöntemleri, Bram Stoker’ın ünlü "Dracula" romanına ilham kaynağı olmuştur. Efsaneler ve tarihsel gerçekler iç içe geçmiş, onu hem bir korku figürü hem de ulusal bir kahraman haline getirmiştir.