Kitap Önerileri #1 Lucey Foley'den Davetli Listesi

Okumak için yeni kitap arayanlardan mısınız?

Derler ki: "Kitap okumayan bir gençlik,ölmüş bir gençliktir."

Düşününce bir bakıma haklılar da... ama nasıl yetişeceğiz hepsine? Nasıl içlerinden o mükemmel kitabı keşfedeceğiz? Nasıl hep bize keyif veren okuma seçimleri yapacağız?

Çok derin konulara girdim farkındayım. Bunlar birçok kişinin dilinde dolanıp duran sorulardan sadece birkaçı.
"Zamanım yok. Keyfim yerinde değil. Hayatımda olan her şeye yetişemiyorum. Hep şans verdim ama kitaplar beni sevmedi. Uzun süre bir yere odaklanamıyorum."
Daha devam edeyim mi? :)

Aslında bana soracak olursanız bunların hepsi sadece bir bahane. Doğruluk payı da vardır tabi ki fakat sadece önceliklerimiz farklı. Çünkü hangi insanoğlu isteyipte çabalamış ve hedefine ulaşamamış ki?

Asıl kısma gelecek olursak bu seride yapmaya çalışacağım şey,kitap okumayı çok seven biri olarak kendi bakış açımı siz sevgili okurlara yansıtmak. Umuyorum ki başlamak için doğru fırsatı bekleyenlere bu bir mesaj ve yeni dünyalara dalış yapmayı sevenler için de güzel bir araç olur.

O zaman...

Hazırsanız başlıyorum.


Her ne kadar düzenli ve iyi bir okur olduğumu düşünsem de itiraf etmeliyim ki hâlâ daha kitapları alırken ilk dikkatimi çeken şey kitabın kapağı oluyor. Bu kitabı da aslında yabancı bir sayfada görüp çok etkilenmiştim. Agatha Christie okuyucuları kolaylıkla bu kitaba ilgi duyacaklardır.

Kitabın akışı hakkında yorum yapacak olursak;kitap her yeni bir bölümde karakterler tarafından ayrı ayrı okuyucuya sesleniyor. Bu şekilde kitabın temel konusu olan "olay" hakkında daha ayrıntılı bilgi alabiliyoruz ve aynı zamanda karakterleri ve onları birbirlerinin gözünden tanıma şansı yakalıyoruz. Sanki o kitabın bir parçasıymışsınız gibi.

Kitabın arkasında da görüldüğü gibi kitabı Agatha Christie'in "On Kişiydiler" adlı romanına benzetmiş The New York Times. Ben de bu sebeple ve kurgu olarakta o kitabı da çok severek okuduğum için hemen kitaplığıma dahil ettim.Fakat kitabı okuduktan sonra söylemeliyim ki aralarındaki benzerlik sadece bu kadar.

Karakterler muhteşem bir düğün organizasyonu sebebiyle biraraya geliyorlar ve aslında herkesin geçmişte birbirleriyle bir yerden bağlantıları var.


Hataya tahammülü olmayan düzenli,mantıklı,hırslı ve takıntılı Jules mu?
Her haliyle mükemmel,yaptığı her hareketiyle takdire şayan Will mi?
Kendine,hayatına karşı hevesi ve sevgisi kalmamış umutsuz nedime Olivia mı?
Yoksa hep en yakın dostunun gölgesinde kalmış Johnno mu?


Sır perdesi aralanacak ve hesaplaşma kaçınılmaz olacak...


Bu kitap bana,görünen hiçbir şeyin ya da kişinin aslında göründüğü gibi olmadığını ve hayatta biri ya da bir durum hakkında eleştiri yaparken bir kez daha düşünmem gerektiğini bana tekrar hatırlattı.


Keyifli okumalar dilerim.