Kitap Önerisi: Northanger Manastırı- Jane Austen

Jane Austen'ın büyülü kaleminden yumuşacık bir hikaye: Northanger Manastırı

Okurken sanki mutluluk verici bir müzik kulağınızdaymış gibi hissettiğiniz Northanger Manastırı, insanın içini yumuşacık yapan bir Jane Austen kitabı.

Jane Austen’ın yazarlığının verdiği güzel bir tatla, hem samimi, hem keyif verici olduğunu düşündüğüm Northanger Manastırı, eski İngiltere dönemini verebileceği en tatlı şekli ile vermiş bir roman.

Başkarakterimiz Catherine’in hem muzip, esprili ve samimi halleriyle ergenlik dönemlerini anlatan güzel bir hikayeyi okuyoruz. Catherine, korku romanlarını okumayı oldukça seven bir kitap kurdu ve okuduğu romanların etkisinden çıkamayan biri olarak, gitmiş olduğu manastırda hayal gücünün yansımalarını görüyor.

Elinden düşüremediği gotik kitaplarının içinde yaşayan Catherine, gitmiş olduğu manastırın her bir köşesinde adeta okumuş olduğu kitapların birinin içine düşmüş gibi hissetse de, ürkütücü bulduğu her şeyin aslında son derece normal ve sıradan olduğunu gördükçe gerçek dünyaya adeta çarpıyor.

Kitapta ciddi bir toplum eleştirisini de sezmek mümkün. Oldukça sıradan bir insan olarak Catherine’ın gözünden sosyete dünyasını da tanıyoruz ve onlar hakkındaki görüşlere de kahramanımızın penceresinden ulaşıyoruz.

Çeşitli insan ve topluluk kareleri ile karşılaştığımız romanda, Catherine roman seyri boyunca birçok insanla tanışıp arkadaşlık kuruyor ancak olaylar geliştikçe kimlerle birlikte olmak isteyip kimlerle olmak istemediğini fark ediyor. Bu farkındalığına uygun yaşayıp Catherine’in zamanla daha net ve olgun bir karaktere dönüşmesi romanda çok sevdiğim bir nokta oldu.

Bununla birlikte romanın romantik yanı da çok güzel işlenmişti. Romanın romantik seyrinin okuru en mutlu edecek şekilde kararlaştırıldığını düşünüyorum. Catherine’in bir noktadan sonra tehlikeli hale gelecek olan hayal ve gerçeği ayırt edemiyor olma durumunun sonlanmasına da güzel bir vesile olmuş durumda.

Romanda, Catherine’ın maceracı, hayalperest ve tatlı ruhunu hissettim bir okur olarak. Aşık olduğunda da, hayal-gerçek çatışması yaşadığında da, merakına yenik düşüp bir kedi gibi girdiği yerlerdeki tepkilerine de kitapta yer yer güldüm, yer yer ben de onunla birlikte şüphelendim. Catherine, belki de Jane Austen’ın en sevimli kahramanlardan biri.

Siz de eğer oldukça yumuşak bir hikayeye sahip, keyifli bir okuma istiyorsanız Northanger Manastırı’nı çok seveceksiniz.