Kitap Uyarlaması Filmler: AŞK VE YAŞAM

Jane Austen'ın ilk yayımlanan kitabı Akıl ve Tutku'dan uyarlanan Aşk ve Yaşam filmini gelin birlikte inceleyelim!


Bu yazıda sizlerle kitap uyarlaması filmleri inceleyeceğimiz bir seriye başlıyoruz. Bu seriye başlarken ilk incelememiz en sevdiğim yazar Jane Austen’ın Akıl ve Tutku kitabının uyarlaması olan Aşk ve Yaşam filmi olacak. Keyifli okumalar diliyorum.
Jane Austen

Jane Austen’ın ilk yayımlanan kitabı olan Akıl ve Tutku’dan uyarlanan Aşk ve Yaşam filmi gerek oyucu kadrosu, gerek performansıyla izleyici ve eleştirmenlerden geçer not alan bir filmdir. Fakat en başarılı uyarlama filminin dahi kitabı tam yansıtmadığı yadsınamaz bir gerçektir. Okunan bir kitabın üzerine izlenen uyarlama filminin eksiklikleri izleyicide hayal kırıklığı oluşturuyor. Bu neden beklentimin yüksek olduğu uyarlama filmleri önce izleyip sonra kitabını okumayı tercih ediyorum.

Kitaptan uyarlanan filmlerde her detayı filme aktarmak zor. Bu konuyla ilgili fazla yorum belirtmeyip oldukça açıklayıcı olan aşağıdaki görseli sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şimdi ise gelelim Jane Austen’ın Akıl ve Tutku kitabına. Öncelikle kitapta Daswood ailesinin babalarını kaybetmeleri sonucu mirastan pay alamayan anne ve kız çocuklarının daha mütevazı bir yaşama geçmesiyle birlikte Barton'a taşınmaları ve burada ailenin büyük kızı Elinor ve ortanca kızı Marianne’in aşk hayatında yaşadıkları anlatılır.

Mrs. Daswood’un üvey oğlu olan John Daswood babasına kardeşleri ve üvey annesine bakacağına dair söz verir. Fakat eşi Fancy’nin manipüleleri sonucu ailenin rahattan ziyade daha kanaatkar bir yaşam sürdürmelerini sağlar.

Mrs. Daswood ve kızları


Daswood ailesinin büyük kızı Elinor yengesinin büyük erkek kardeşi olan Edward Ferrars’a aşıktır ve bu aşk karşılıksız değildir. Bu yüzden Nordland’daki büyük malikanelerinden ayrılışları içten içe en çok Elinor’u üzer. Nordland’daki büyük malikanelerinden Barton’da küçük mütevazı bir eve yerleşen Mrs. Daswood ve kızları burada Mrs. Daswood’un kuzeni ve aynı zamanda ev sahipleri olan John Middleton ve eşi ile komşu olurlar. Mrs. Middelton’un annesi Mrs. Jennings çok neşeli ve dedikoducu yaşlı bir kadındır. Bu yaşlı kadının tek derdi gördüğü bekarları evlendirmektir.  Lady Middelton ise annesinin aksine sakin ve gününün çoğunu çocukları ile geçirmekle mutlu olan bir kadındır.

Daswood ailesi taşınmadan önce onları ziyaret edeceğine söz veren Mr. Ferrars bu sözü tutar ve Daswood'ların beklemediği bir gün onları ziyarete gelir. Fakat Elinor'a karşı oldukça mesafeli davranan Edward bu ziyareti kısa tutar.

Elinor Daswood ve Edward Ferrars

Mrs. Jennings’in akrabaları olan Stelee kız kardeşler Middeltonlar’a ziyarete geldiğinde akranları olan Daswood kız kardeşleri ile tanıştırılır. Bir gün çıktıkları yürüyüşte Steele kardeşlerin küçüğü Lucy Elinor ile bir sırrını paylaşır. Bu sır ise Elinor’un aşık olduğu Edward ile Lucy’nin herkesten gizli beş yıldır nişanlı olduğudur. Elinor bunu duyunca çok üzülür fakat bu haberi kimseyle paylaşmaz üzüntüsünü içinde yaşar.

John Middelton’un arkadaşı Albay Brandon sürekli Middeltonlar’dadır. Albay, Daswood’ların ortanca kızı Marianne’i görür görmez aşık olur. Fakat Marianne çok neşeli bir genç kızdır. Albay ile istediği türden romantik, canlı bir ilişki yaşayamaz. Albay da bu aşkının karşılık bulamayacağının farkındadır.

Marianne Daswood ve Albay Brandon

Derken Marianne yağmurlu bir günde küçük kız kardeşi Margaret ile kırda koşarken düşüp ayağını burkması sonucunda onu evine kadar kucağında götüren John Willoughby’ye aşık olur. O günden sonra Willoughby ve Marianne birlikte vakit geçirip çok eğlenirler.

John Willougbhy ve Marianne Daswood

Herkes onların evleneceğini düşünürken bir gün Willoughby Marianne'e İngiltere’ye dönmesi gerektiğini söyleyip Barton’dan gider. Bu gidişin üzerine yıkılan Marianne mutsuz bir şekilde hayatına devam ederken Mrs. Jennings, Elinor ve Marianne’e onunla Londra’ya gelmelerini teklif eder. Elinor ve Marianne’de yaşlı kadını sevselerde onu çekilmez buluyorlardır. Elinor bu teklifi kabul etmeyi hiç istemesede kardeşinin Willoughby’yi göreceği umuduyla gitmek için hevesli oluşunu kıramaz ve Daswood kardeşler bu teklifi kabul ederler. İngiltere’ye gittikleri zaman Marianne her gün Willoughby’ye mektup yazar fakat hiç dönüş alamaz. Bir gün gittikleri baloda karşılaşır Willoughby ile fakat genç adam Marianne’e karşı oldukça mesafelidir. Yüzeysel birkaç soru sorup daha fazla konuşmaz ve baloya birlikte geldiği kadının yanına döner. Marianne bu olayın üzerine kendini çok kötü hisseder. Eve gidip günlerce ağlar. Bu olaylar yaşanırken Steele kardeşlerinin büyüğü Edward ve Lucy’nin ilişkisini yanlışlıkla Mrs. Fancy Daswood’a ağzından kaçırmasıyla açığa çıkarır. Bu ilişkinin öğrenilmesi sonucu Mrs. Ferrars ve Mrs. Fancy Daswood evin büyük oğlu Edward’ı reddederler.

Bu olaylar olurken Willboughby’nin baloya birlikte geldiği zengin kadın ile evlendiği haberlerinin duyulmasıyla Marianne iyice yıkılır ve Barton’a dönmek ister. Olaylar silsilesi ve Marianne’in ısrarları üzerine kızlar evlerine dönme kararı alırlar. Yolda onlara Mrs. Jennings, Mr. Jennings’in kızı, torunu, damadı (Palmer ailesi) ve Albay Brandon eşlik eder. Eve dönme yolunda uğradıkları bir malikanede yağmurda yürüyüp ıslanan Marianne hastalanır. Palmer’lar minik bebeklerinin sağlığı için Marianne’in iyileşmesini başka bir yerde konaklayarak bekler. Öleceği gözüyle bakılan Marianne’in annesinin görmesi gerektiği düşüncesiyle Albay Mrs. Daswood’u almaya gider. Bu arada Willoughby Marianne’in hastalığını duyup Daswood kardeşlerinin konakladığı malikaneye gelir. Elinor, Willoughby ile konuşmak istemesede ısrarları doğrultusunda onu dinler. Willoughby borç batağında olduğu için yaptığı mantık evliliğinden hiç mutlu olmadığını ve Marianne’i aklından çıkaramayışını anlatır ve onu kötü hatırlamamaları adına tüm durumu izah ederek gider. Marianne, annesi geldikten sonra iyileşir ve bir süre sonra evlerine dönerler.

Daswood’lar bir akşam yemeği yerken uşak gelip Lucy Ferrars’ın onlara selamı olduğunu iletir. Edward ve Lucy’nin evlendiğini düşünen Elinor bir kez daha derin bir üzüntüyle karşı karşıya kalır. Günler sonra Edward Ferrars, Daswood’ları ziyarete geldiğinde öğrendiler ki Lucy Ferrars’ların küçük oğlu Robert ile evlenmiştir. Edward Lucy ile olan ilişkisinin çocuklukta yapmış olduğu bir cahillik olduğunu açıklar ve sonrasında Elinor’a evlenme teklifi eder. Bu teklifi sevinçle kabul eden Elinor ve Edward evlenip Delaford’a taşınır.

Zamanla Marianne’de Albay’a aşık olur ve onlar da evlenip Delaford’a taşınırlar. İki kardeş komşu olur ve eşleriyle birlikte mutlu bir hayat sürerler.


Gelelim kitabın uyarlaması olan aşk ve yaşam filmine. Filmde Mrs. Middleton öldü olarak aktarılmış. Middleton ailesinin çocuklarından ve Lucy’nin ablasından hiç söz edilmemiştir. Filmde kitaptaki Willoughby ve Mariaanne'nin karşılaşmaları gibi birçok önemli olay çok güzel aktarılsa da, Mrs. Midleton gibi kitabın önemli bir karakterinin çıkarılması film için büyük bir eksi olmuştur.

Edward Ferrars'ın Barton'a ziyareti ve Marianne hastalığında Willoughby’nin gelip Elinor’a durum açıklaması yaptığı kısımlara da filmde yer verilmemiştir. Bu da kitabı okumadan filmi izleyenler için boşluk oluşturacak bir kısımdır. Özellikle Willoughby'nin açıklamasının verilmemesiyle Willoughby’nin davranışları manasız ve sonuçsuz kalmıştır.

Filmin en başarılı yanı ise oyuncuların canlandırdıkları karakterlerin enerjilerini güzel bir şekilde yansıtmaları olmuştur. Elinor’un sakinliği, Marianne’in gençlik heyecanı, Mrs. Jennings’in yoran neşesi başta olmak üzere tüm karakterler başarıyla canlandırılmış ve böylelikle kitaptaki tempo güzel şekilde filme geçmiştir.  Genel olarak filme baktığımızda eksiklerine rağmen kitabın enerjisi ve konusunu yansıtan başarılı bir uyarlama filmdir diyebiliriz.