Kompleksliyiz Kardeşim Diyor Freud: Elektra ve Oedipus Kompleksi

"Bizim çocuk anneci çıktı." demeyelim de büyüyor diyelim?

Ebeveynlik zor zanaat, neye uğrayacağını bilmediğin bir serüven... Mutlu ve iyi hissettirmesi çok normal çünkü sana tepki veren gülen ve oynayan, mis gibi kokan bir varlıkla vakit geçirmek de çok güzel. Fakat bir yandan da deli gibi her yaşında endişelendiğin de doğru çünkü onu hayatı boyunca korumaya çalışsan da her şeyden koruyamazsın. İşte bu git-gel dolu zamanlarda bir de erkek çocuk anneci, kız çocuk babacı çıkarsa yandınız. Giriş cümlemizi bol bol duyabilirsiniz. Peki bu neyden kaynaklanıyor? Neden kız çocuğu veya erkek çocuğu kendi cinsiyetiyle bağlantı kurmak yerine karşı cinsi seçiyor. Sigmund Freud bu soruları sormuş olmalı ki, sorularımıza bir cevap veriyor: Bu davranışlar birer kompleks!

Sizlere önce psikanalizden bahsetmek isterim. Böylece Freud'un bu kompleksleri araştırırken neyi amaçladığını da anlayabilirsiniz. Sigmund Freud araştırmacı bir psikolog ve psikolojiye en önemli alt dallarından birini katan kişidir. Psikanaliz, insanların bir davranışı, hangi içgüdüsel temele veya psikolojik hangi sebebe bağlı olarak yaptığını analiz eden; psikolojide bir alt kuramdır. Freud, bebeklerin karşı cinsi seçmesini ve daha çok ilgi duymasını tabi ki bu kuramın içeriğinde incelemiş. Yani onların davranış analizini yapmak istemiş.

Sigmund Freud'a göre bu iki kompleksin ana sebebi, cinsiyet hormanları sebebiyle karşı cinse ilgi duymayı ilk defa öğrenme ve kendi cinsiyetindeki ebeveynden ilgi duyduğu ebeveyni kıskanma içgüdüsü olarak açıklanmış. Peki bu iki kompleksi birbirinden ayıran fark nedir?

Oedipus kompleksinin ismi, Yunan mitolojisinde Sophokles'e ait Kral Oedipus oyunundaki Kral Oedipus'un isminden esinlenilmiştir. Çünkü kral onu doğuran kadını tanımayarak büyümüş ve genç görünümlü annesine -bilmneden- aşık olup onunla evlenmiştir. Halkı tarafından ayıplanan Oedipus oyunun sonunda annesinin aşık olduğu kadın olduğunu öğrenir.

Oedipus kompleksi bebeğin dünyaya ağlayarak geldiğinde onu sakinleştirip besleyen, ona güvenli alan sunup sevgisini veren kadına karşı duyduğu ilk aşktır. Duyguları ve hormonları yeni yeni gelişen erkek bebek dünyadaki ilk tensel temasını da emzirilme sırasında kurar. 3 ila 6 yaş aralığında gelişen duygulardan sonra çocuğun anneye sevgisinin normal boyutlara dönmesi beklenir.

Elektra kompleksi bu kompleksin kadınlara verilen ismidir. Kız çocukları onları koruyacak ve sevecek, güven duyulan karşı cinsle -hayatının ilk aşkı- babasıyla tanışmıştır. Bu tanışma sonrası 3 ila 6 yaş aralarında kız çocuk, babasını annesi de dahil kimseyle paylaşmak istemeyebilir. Kıskançlığı ve annesinden daha fazla babasıyla vakit geçirme isteği, duyguları ve hormonlarının yeni yeni keşfedilip oturtulmasından kaynaklıdır.

Bu durumu Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu adlı eserinde, Nihal'in annesini erkenden kaybedip lisedeyken bile babasını Bihter'den kıskanıp paylaşamaması ile örnekleyebiliriz. 6 yaştan sonra devam eden kompleks sağlıklı bir ruh haline işaret etmez. Nihal de küçük yaşta annesini kaybedince güvendiği liman olarak babasını görmüş ve onun sevgisiyle ilgisini Bihterle paylaşırsa kaybedeceğinden korkmuştur. Evliliklerinin ilk zamanları Bihter'in olduğu ortamlarda kıskandığı babasına her fırsatta annesinden bahsedişi, çocukluk anılarını anlatışı da bu sebeptendir.

Peyami Safa psikanalitik romanlar yazan en ünlü yazarlarımızdan biridir. Eserlerinde elektra ve oedipus kompleksleri dahil bilinç akımı, iç monolog, arketipler, bilinçdışı, kişilik bozuklukları, çatışma unsurları, leitmotivler, varoluşçu felsefe, aşk gibi birçok unsuru incelemek mümkündür. Edebiyat makalelerinde de açıklandığı üzre, özellikle Matmazel Noraliya'nın Koltuğu eserinde Ferit karakterinin ve diğer karakterlerin bu kompleksler ve psikolojik buhranları yaşadığını görebiliriz.

Çocuklarınıza anneyi mi seviyorsun babayı mı diye sorarken; anneci-babacı diye sitem ederken cinsiyet kimliğinin doğru yönde gelişimini desteklemediğini bilmenizi isterim. Pedagojik anne-baba olmak çok zor, sitem etmeden ve yorulmadan her an bir çocuğun psikolojisini göz ardı etmeden yaşamak da öyle... Ama elimizden geldiği kadar onlara karşı nazik olabiliriz.