Küllerinden Doğan Efsânevî Kuş: "Phoenix"
Phoenix hakkında bilgi.
Anka kuşu, döngüsel olarak yenilenen veya başka bir şekilde yeniden doğan ölümsüz bir kuştur. Güneşle ilişkilendirilen anka kuşu, selefinin küllerinden yeniden doğarak yeni bir hayat elde eder. Bazı efsaneler onun bir alev ve yanma gösterisiyle öldüğünü söylerken, diğerleri onun yeniden doğmadan önce basitçe öldüğünü söyler.
Folklor ile uğraşanlar çeşitli kültürlerde anka kuşunun benzerlerini gözlemlediler. Bu analoglar arasında Hindu Garuda ve Bherunda, Rus Ateş Kuşu, Pers Simurg'u, Türk Konrul'u ya da Zümrüdüanka, Çince Fenghuang ve Zhuque olarak adlandırılır. Çin'de "fenghuang" yüzeysel olarak fenikse benzeyen mitsel bir kuştur. En çok saygı duyulan ikinci efsanevi yaratıktır (ejderhanın ardından), çoğunlukla imparatoriçe ve kadınların tasvir edilmesinde kullanılır. Mısır mitolojisinde Phoenix, Pers Mitolojisinde Simurg ve Arap mitolojisinde Anka denilen bu kuş mitolojilere göre farklılık da göstermektedir.
Anka kuşu bazen antik ve ortaçağ edebiyatında ve ortaçağ sanatında, kuşun Güneş ile bağlantısını vurgulayan bir haleyle donatılmış olarak resmedilir. Anka kuşlarının kayıtlı en eski görüntülerinde, bu haleler genellikle Helios (Güneş'in Yunan kişileştirilmesi) gibi yedi ışına sahiptir. Yaşlı Pliny ayrıca kuşun kafasında bir tüy tepesi olduğunu anlatırve Dramatist Hezekiel onu bir horozla karşılaştırır.
Anka kuşu, zamanla belirli renklerle ilişkilendirilmeye başlandı. Anka kuşunun genel olarak renkli ve canlı olduğuna inanılsa da kaynaklar onun rengi hakkında net bir fikir birliğine varamıyor. Tacitus, renginin onu diğer tüm kuşlardan ayırdığını söylüyor. Bazıları kuşun tavus kuşuna benzer bir renge sahip olduğunu ve Herodot'un Anka Kuşu'nun kırmızı ve sarı olduğu iddiasının kayıtlardaki hikayenin birçok versiyonunda popüler olduğunu söyledi. Tragedyacı Hezekiel, anka kuşunun kırmızı bacakları ve çarpıcı sarı gözleri olduğunu açıklamıştı ancak Lactantius gözlerinin safir gibi mavi olduğunu ve bacaklarının pembe renkli pençeleri olan sarı-altın pullarla kaplı olduğunu söylemişti.
Herodot, Pliny, Solinus ve Philostratus, anka kuşunu boyut olarak bir kartala benzer olarak tanımlarlar ancak Lactantius ve Dramatist Hezekiel, anka kuşunun daha büyük olduğunu iddia ederler, Lactantius ise onun bir devekuşundan bile daha büyük olduğunu beyan eder.
500 ile 1000 yıl arası bir hayat döngüsüne sahiptir, hayatının sonuna doğru kendine dallardan bir yuva yapar ve yuvayı ateşe verir. Yuvayla beraber kuş da cayır cayır yanar ve küllerine dönüşür. Bu küllerden yeni bir feniks ya da yumurtaları ortaya çıkar, yeniden yaşamak için doğar. Yeni Anka Kuşu eski hâlinin yaşadığı kadar yaşamaya mahkûmdur. Bazı hikâyelerde, yeni doğan Anka Kuşu eski hâlinden kalan küllerinin mürrüsafiden (sakız, sarı sakız, reçine) yapılı bir yumurtanın içine mumyalar ve Mısır şehri Heliopolis'e bırakır. Söylenir ki kuşun çığlığı çok güzel bir şarkı gibidir. Çok az sayıda hikâyede insana dönüşebilme yetenekleri de vardır.
Pers mitolojisinde Simurg kanatlı, çok geniş ve son derece yaşlı kuş benzeri bir yaratıktı. Simurg birçok İran edebiyat klasiklerinde mesela Feridüddin Attâr'ın Mantık’ut-Tayr (Kuşların Dili) kitabında bir öğretmen ve kuşların lideri olarak ve Firdevsinin epik Şeyhnamesinde (Kralların kitabı), Kral Sam'ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur. Kral Sam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını duyan Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip Simurg'dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg'un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır.
Simurg, Şehname de evrenin bütün sırlarından haberdar olan, geleceği görebilen yeteneklere sahip olan bir yaratık olarak kabul edilir. Çok iri yapısı, güçlü olması, Elburz dağında yuvasının bulunması, bilge ve akıllı olması, her hastalığa çare bulması ve her sorunu çözecek bilgilere sahip olması özellikleri arasındadır. İnsan gibi düşünür ve konuşur. Bu kuşu kimse görmüş değildir, bu kuşların yeri gökyüzüdür ve ulaşılmazlardır. Nadir görülen, tek ve yalnız olan bir kuştur. Binbir gece masallarında da Anka gözükür.
Klasik Yunan ve Roma yazarlarının, Gubernatis'in hem de Tusi'nin Agayonkos hakkında verdiği bilgiler Phoenix'in Mısır'da Heliopolis şehrinde tapınağı olan güneş tanrısı Ra ile ilgili olduğunu ve Yahudi mitolojisinde de Ra'nın etkisinin devam ettiğini ortaya koyar. Ra'nın ise 3 sembolü vardır. Bunlardan ilki atum olup insan şeklindeki Ra'dır. İkinci sembolü kartal başlı insandır veya kartaldır; bu şekli Horus ile de ilişkilendirilir.
Anka'da hiç şüphesiz güneşle olan ilişkisi bakımından Mısır'daki güneş tanrısı Ra'nın sembolü olan Phoenix ile yakın benzerlikler göstermektedir ancak tıpkı Yahudi mitolojisindeki gibi farklı özelliklere sahiplerdir.
Popüler Kültürde Bazı Kullanımları
Her ne kadar çok fazla oyunda, dizi ve film serilerinde, animeler ve mangalarda bu kuşu görüyor olsak da birkaç örnekle açıklayabiliriz:
-Avatar: Son Hava Bükücü'nün seri finalinin ilk bölümünde ana düşman Ateş Lordu Ozai, bir kuyruklu yıldız kullanarak Dünya Krallığı'nın çoğunu yerle bir ederek yüz yıllık savaşı hem bitireceğini hem de kazanacağını açıklıyor. Sozin Kuyruklu Yıldızı adını Ozai'nin büyükbabası Ateş Lordu Sözin'den almıştır. Ayrıca eskinin küllerinden yeni bir dünyanın yükseleceğini, yalnızca Ateş Ulusu dünyasına sahip olacağını belirtti. Daha sonra bu uğursuz planını tamamlamak ve kendisini tüm dünyanın hükümdarı yapmak için kendisine Anka Kralı adını verir.
-BBC-TV dizisi Merlin 3. sezon 8. bölüm "Zümrüdüanka Gözü" başlığını taşır. Morgana, Prens Arthur'a üzerinde anka gözü bulunan bir bileklik verir. Ona bunun şans eseri olduğunu söyledi ama asıl niyeti anka gözünün Prens Arthur'un gücünü yavaş yavaş tüketmesini ve savunmasız hale getirmesini sağlamaktı. Bölümde Merlin, Morgana'nın planını öğrenir ve Prens Arthur'u kurtarmak için acele eder.
-The Vampire Diaries'in bir yan ürünü olan Legacies'te, doğaüstü güçlere yönelik bir okul olan Salvatore Genç ve Yetenekliler Okulu'nda öğrenci Landon Kirby'nin Phoenix olduğu ortaya çıkar. Doğaüstü yetenekleri arasında, ölümden birkaç dakika sonra bir ateş ve kül alevi içinde hayata dönebilmek yer alır. Ayrıca yüksek duygusal hallerde, ateşten yapılmış kanatlarıyla uçma yeteneği vardır.