Kur Korumalı Mevduat Sistemine Dava Açıldı
Halkın Kurtuluşu Partisi kur korumalı mevduat sisteminin iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı.
Halkın Kurtuluşu Partisi'nin avukatları, artan kuru kontrol altına alabilmek için geçilen kur korumalı mevduat sisteminin iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı.
Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında aşırı değer kaybetmesi, döviz kurlarının kontrolden çıkması üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 20 Aralık'ta açıklanan 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' sistemi mahkemelik oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Resmi Gazete’nin 21 Aralık 2021 tarihli, 31696 nolu (mükerrer) sayısında 'Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında tebliğ' yayınlanmıştı. Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları, tebliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı.
"Anayasa’nın ‘kanun önünde eşitlik ilkesine’ açıkça aykırıdır"
Cumhuriyet'in aktardığı dava dilekçesinde, TCMB’nin tebliğinin Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık teşkil ettiği ileri sürüldü. Konuya ilişkin açıklama yapan HKP MYK üyesi Adnan Okur, şunları söyledi:
"Halkın Kurtuluş Partisi olarak, AKP’giller’in 84 milyon insanımızın bir kez daha cebine el atması anlamına gelen, “Kur Garantili TL Vadeli Mevduat” garabetinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açtık. Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat hesabı açtıranların olası kur zararlarının vergi gelirlerinden ödenmesine dayanan TCMB Tebliği, Hazine ve Maliye Bakanlığının Kur Farkı Zararlarının Hazineden karşılanacağını yani emekçi halkımızın sırtından karşılanacağını duyuran açıklaması, Vergide adaleti yok edecektir. Verginin Kamu Giderlerinin Karşılığı Olması İlkesine ve Anayasa’nın ‘kanun önünde eşitlik ilkesine’ açıkça aykırıdır.
AKP’giller’in bu tebliği bankalarda milyar dolarları-avroları olan bir avuç parababasının kur zararını karşılamaya yöneliktir. İşçi-Memur-Esnaf ve Köylümüzün sırtında zaten çok büyük bir yük olan vergi yükünün daha da artması demektir. Kısacası AKP’giller son döviz vurgununda da görüldüğü gibi İşsizlik-Pahalılık-Zam-Zulüm-Vurgun-Soygun demektir. Hiçbir zulüm düzeni sonsuza değin sürmez. İnsanlar isyan huyludur, ‘yeter be’ der ayağa kalkarlar. Tıpkı Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi. Bu yine olacak. AKP’giller’in bu zulüm düzeni de sona erecek. Emekçi Halkımıza çektirilen bütün acıların hesabı bir bir sorulacak.”