Love & Anarchy (Netflix)

Oyunlar onları yayınevindeki işlerin dışına çıkardığı ve kimi zaman başka dünyalara sürüklediği için biraz anarşi kokmaktadır.

Love & Anarchy (Netflix) Quicksand'den sonra Netflix'in ikinci İsveççe dizisinde bir yayınevindeki yazarların ve özellikle Sofie (İda Engvol) ve Max (Björn Mosten)'in maceraları ve başından geçenler anlatılıyor.

Sofie yayınevinin evli, iki çocuklu kariyer odaklı danışmanıdır ve Max ise aynı yayınevinin teknisyenidir. Sofie eski bir yayınevini modernize etmek için görev alır ve bu sırada yayınevinin genç teknisyeni Max ile tanışır. Sonradan aralarında gelişen beklenmedik flört ikisinin birbirinden istedikleri garip ve eğlenceli istekler ile bir oyuna dönüşür. 

Bu oyunlar onları yayınevindeki işlerin dışına çıkardığı ve kimi zaman başka dünyalara sürüklediği için biraz anarşi kokmaktadır.

Örneğin ; "ben hariç birini azarla" mesajı.

Max, Sofie'ye üzerinde "ben hariç birini azarla" yazan bir kağıtla mesaj verir. Sofie'de mesajda yazan görevi yerine getirmek için yayınevi ofisinde azarlayacak birlerini arar.

Bir başka oyunda ise Sofie telefonundan Max'e bir mesaj gönderir ve mesajda "biraz anarşi çıkar" yazmaktadır. Max ise ertesi gün iş yerinde anarşi çıkartmaya çalışır.

Sofie, kafasının karışık olduğunu düşündüğü babası ile sorunlar yaşar. Öte yandan babasının siyasi fikirleri hem aileyi hem de babasını huzursuz etmektedir. Örneğin; torununun bir doğum gününde kapitalist bir tavır olduğunu düşündüğü için bütün süsleri yırtarak doğum gününün kutlamasına izin vermez ve bu konuda Sofie ile tartışır.

Öte yandan Sofie'nin kocasının sert tavrı evliliğinde sorunlar yaşamasına sebep olur ve bu sorunlardan kaçış onu bu eğlenceli ve garip oyunlara daha fazla sürükler ve Max ile aralarındaki ilişki daha da gelişir ve zamanla aralarında bir çekim başlar ve bu çekim zamanla aşka dönüşür. Daha sonra ise Sofie'nin kocasından ayrılması onun ilişki bakımından serbest olması ve bu oyunların daha da sıklaşması için fırsat verir.

Sofie, hastaneden gelen bir haber ile babasının beyin kanaması yüzünden ölüm haberini alır. Bu ölüm daha sonraları onun ruhsal durumunu bozar ve sık sık babası ile ilgili sanırlar görür ve bu sanrılarda babası ile tartışır. 

Bu arada Sofie, babası öldükten sonra ve kocasından ayrılmasının verdiği fırsat olur, sık sık başkaları ile ilişki yaşar. 

Bir keresinde ise babası ile yaşadığı sanrılar sırasında babasının kendisine hayatını yaşaması tavsiyesinde bulunduğu hayal eder. Sofie, "ölen birinden bu sözü duyduğu" için bunu ironik bulsa da daha sonra kendisinin artık kendi hayatını yaşamasının vaktinin geldiğine inanır. Yayınevinin teknisyeni Max'i eve çağırır ve ona aklından geçen herşeyi anlatır ve onunla tekrar ilişki yaşar.

Max ise aynı yayınevinde çalıştığı bir kız ile daha ilişki yaşamaktadır. Fakat Sofie ile aralarındaki oyun hiç bitmez. Bu oyunlar birbirlerini bazen zor durumda bıraksada!

Bu eğlenceli romantik komediyi sizin de severek izleyeceğini düşünüyorum, iyi seyirler.