Need For Speed'in Bilinmeyen Hikayesi

Herkesin severek oynadığı ama kimsenin hikayesini bilmediği o serinin gerçek hikayesi.

Adını duyunca bile 90’ların çocuklarına nostaljik duygular yaşatan Need For Speed serisi, yarış oyunu denince akla ilk gelen video oyunu serilerindendir. 2000’lerin başında Underground serileri ve Mostwanted oyunu ile müthiş bir yükseliş yakalayan bu seri günümüzde de hala yeni oyunlar piyasaya sürmeye ve yeni oyuncular kazanmaya devam ediyor. Ama insanlığın kültüründe epeyce yer etmiş olan ‘’ ilkler her zaman daha güzeldir’’ kavramı, Need for Speed serisinin adını duyar duymaz bazı insanların dilinden düşen ilk cümle oluyor şu günlerde. Underground 1-2, Most Wanted ve Carbon yani kilometre taşı sayılabilecek NFS oyunları, kiminin çocukluğuna kiminin de gençliğine büyük ve bir o kadar da tatlı izler bırakmışlardır. Ama kimse birbirinden farklı hikayelere sahip olan ve bağlantısız gibi görünen bu oyunların aslında birbirleriyle bağlantılı olduğunu ve bir zaman çizelgesine sahip olduğunu bilmez, bilmemekte de haklıdırlar çünkü resmi olarak Need for Speed tarafından böyle bir hikaye açıklanmamıştır fakat bazı teoriler bu bağlantıyı kanıtlar nitelikte.Bu yazıda da bu teorilerden yola çıkarak Need for Speed’in bilinmeyen o gerçek hikayesi ve zaman çizelgesinden bahsedeceğiz.

Herkes hikayenin Underground oyunu ile başladığını düşünür fakat gerçek hikayenin başladığı yer Underground’dan neredeyse 3 yıl sonra çıkmış olan Carbon oyunudur. Palmont City adında bir kurgusal şehirde geçen bu oyunun prolog kısmında, bir ara sahne bizleri karşılıyor. Ara sahneye göre yönettiğimiz ana karakter(isimi belirlenmediği için ondan kahramımız diye bahsedeceğim) oyunun ana kötüsü olan Darius’un yarıs çetesindedir. Darius için girdiği büyük  yarışlardan birinde bir polis baskını meydana gelir ve kahramanımız hariç herkes bu baskında yakalanır. Fakat bu polis baskını ince ince planlanmış bir tuzaktan ibarettir. Darius kahramanımızı saf dışı bırakmak ve bu büyük yarışın tüm kazancını alabilmek için sözde bir baskın ayarlamıştır. Baskın sırasında ona büyük yarışın kazancı yerine kağıt dolu bir çanta verilir ve kahramanımız şehirden ayrılır. Artık yeni bir hikaye bizleri beklemektedir. Pusulamızdaki oklar Olympic City’yi gösterir ve  gönlümüze NFS harflerini kazıyan o ilk oyuna, Underground’a geçeriz. Kahramınımız Palmont City’den ayrıldıktan sonra Olympic City’ye geliyor. Burada Samantha ile karşılaşıyoruz. Samantha bizlere şehri, oyunun felsefesini ve efsanevi Skyline’ın sahibi Eddie’yi tanıtıyor. Eddie adındaki bu yarışcı bilindiği üzere bu oyunn ana kötüsü.Eddie’yi alt edene kadar bir çok heyecan dolu yarışa dahil oluyoruz ve oyunun sonunda final yarışında Eddie ile bir yarış yapılıyor ve kahramınımız yarışı kazanıyor. Kahramanımız kutlamalar yaparken hiç beklenmedik şeylerle karşılaşıyor. Oyunun sonunda araba ile ilerlerken kimliği belli olmayan bir şahıs siyah bir Hummer ile kahramınımıza çarpıyor ve bir kaza geçiriyor. Oyun bu şekilde bitiyor ve internet kafelerin vazgeçilmez oyunu olan Underground 2’ye bağlanıyor hikayemiz.

6 ay boyunca bu kazanın etkisinden çıkamayan kahramanımız yeni bir başlangıç yapmak istiyor ve Bayview’a yani Underground 2 oyununa ev sahipliği yapan şehre uçuyor. Bayview’da kahramanımızı, Samantha’nın arakdaşı olan Rachel o muhteşem Nissan 350z ile karşılıyor. Bu oyunda  ise Samantha’nın yerine Rachel rehberlik görevini üstleniyor. Oyunda bir kaç yarış kazandıktan sonra Caleb adında bir şahıs ile tanışıyoruz, Caleb’ın eşgali ilk Underground oyunun sonunda karakterin kaza yapmasına sebebiyet veren şahıs ile uyuşuyor, işte o an bize çarpanın kim olduğunu anlıyoruz. Caleb bir mafya lideri, yarışların sponsorluklarını ve masa altı işlerini yürüten bir kişilik. Bu vesile ile bu oyundaki ana kötümüzü ile de tanışıyoruz. Caleb'in kahramınımızın üstüne kurduğu planlar ve gönderdiği adamlar onu alt edemeyince çılgına dönüyor ve onu Bayview’dan kendi elleriyle silmek için bir yarış teklif ediyor ama bu oyunun sonunda da Caleb tüm otoritesini kaybediyor ve kahramınımıza yeniliyor. Daha sonra karakterimiz herkesin hayran olduğu o BMW M3 GTR ile Rockport şehrine giriş yapıyor ve en güzel senaryo kurgusuna sahip NFS oyunu olan Most Waned başlıyor.

Burada ilk olarak Mia ile tanışıyoruz, ardından karşımıza işini çokça ciddiye alan ve şehrinde illegal araba yarışı istemeyen, Çavuş Cross çıkıyor. Cross’dan bir kaç tehdit aldıktan sonra yarışlar başlıyor. Şehirdeki ilk yarışların birinde ileride karakterimizin bir çok yardımımına koşacak olan Rog bize ‘’bakalım gün ışığında nasıl yarışıyorun?’’ diyerek iki oyun arasında bir köprü kuruyor. Hatırlamayanlar için şunu tekrar etmek de fayda var; Underground’da yarışlar gece yapılıyordu ve Most Wanted oyununda ise gündüz yarışları görülmekte. Ünümüzün Bayview’dan buralara kadar geldiğini öğrendikten sonra o meşhur Kara Liste yarışlarına başlanıyor. O zamanlar Kara Liste’nin 15. Sırasında bulundan Razor ile yarışmak için bir kaç yarış düzenleniyor. Razor ile yarış yapma fırsatına eriştiğimizde ise kahramanımızın işleri pek istediği gibi gitmiyor. Razor M3 GTR’a  yarış öncesi gizli bir şekilde zarar veriyor ve bu da yarış ortasında arabanın bozulmasına sebep oluyor. O ikonik araç Razora kaptırılıyor, Razor hainlik ile aldığı aracı kullanarak Kara Liste’nin 1. sırasına yükseliyor. Most Wanted'ın senaryosu bizlere Razor'u alt etme misyonunu harika bir şekilde kazandırıyor. Kahramınımız 15 yarışçıyı da yerinden edip, arabasını tekrar kazanıyor. Oyunun sonunda korkutucu bir polis kovalamacasından inşaatı henüz tamamlanmamış bir köprü kullanarak kaçıyor karakterimiz ve hikayenin 4. bölümü kapanıyor.

Bildiğiniz üzere, Carbon oyununun başlangıcında(prolog kısmından önce) kahramınımız Razor’dan geri aldığı arabası ile Palmont’a giriş yapıyor. Aradan geçen onca yıl sonra eski şehrine geri dönerken Cross bir kez daha peşine düşüyor. Cross’dan kaçmaya çalışırken arabası dağılıyor ve yakalanıyor. Kurtarmaya ise eski dost Darius geliyor. Tekrar Darius adına çalışmaya başlayan karakterimiz şehirde geçirdiği zaman boyunca, bazı taşları yerine oturtuyor ve aslına o ilk bahsettiğimiz tuzağı Darius’un planladığını anlıyor. Artık son bir görevi kalan kahramınımız Darius’u da alaşağı edip Palmont şehrinde sevdiği kadın ile beraber hayatını sürdürmeye devam ediyor ve mutlu son, hikayemiz burada noktalanıyor. 

Herkesin severek oynadığı ama kimsenin bağlantılarını bilmediği bu fevkalade oyun serisi, aslında bir örümcek ağı gibi örülmüş sıkı ve bir o kadar da tatlı bir hikaye sunuyor oyunculara. Bir çok dost ve düşman kazandığımız bu uzun soluklu hikaye, oyunculara Need for Speed serisinin bir araba yarışından çok daha fazlası olduğunu gösteriyor.