Onarıcı Adaletin Rüyası: Sanat Terapisi

Sanat terapisi nedir ve hangi alanlarda daha efektif kullanılabilir?

Sanat terapisi, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini desteklemek için sanatın yaratıcı yönlerinden faydalanarak uygulanan psikoteröpotik bir yöntemdir. İlk ortaya çıkışı 1940'lara dayanıyor. "Sanat Terapisi" terimini ilk kullanan kişi olan Adrian Hill'in, İngiltere'de verem hastalarının iyileşme sürecinde sanatın iyi etkilerini gözlemlemesiyle başladı denebilir. Şu an daha çok psikolojik rahatsızlıklar ve travmalar merkezli çalışılıyor bildiğim kadarıyla.

Amerika'da ise Margaret Naumburg ve Edith Kramer gibi isimler sanatla psikanalizi birleştirdiler.

Sanat terapisi 1950'lerden sonra hem klinik psikolojide hem de sosyal hizmet gibi alanlarda varlığını sürdürmeye başladı. 1970'lerden sonra daha kurumsal bir hal aldı. American Art Therapy Association (AATA) gibi dernekler de kuruldu.

Okullarda, kliniklerde, hastanelerde kullanılan bir yöntem halini aldı. Varoluşçu terapi, gestalt terapi ve bilişsel-davranışçı terapi gibi yaklaşımlarla zenginleştirildi.

Terapi sürecinde ortaya çıkarılan eserlerle bireyin travmalarını, bilinçdışında vuku bulan düşünceleri ve bastırdığı duyguları daha görünür kılmayı hedefler. Sanat terapistleri danışanların ortaya çıkardıkları eserleri analiz ederler ve bu şekilde onların duygusal durumlarını görmeye çalışırlar.

Peki sanat terapisi nasıl yapılır? Sanat terapisi bireysel ya da grup ortamında yapılabilir. Ben grup ortamında olanına katıldım. Sanat Tasarım Fakültesinde okuyan arkadaşlarımın Sanat Terapisi derslerine 2 kez katıldım ve ayrı olarak arkadaşım bir sunumunda vaka olarak benim yaptığım kolaj üzerinden sunum yaptı. Bu kolajı yazının görselinde görüyorsunuz. Bana bir kolajla kendimi anlatmamı söylemişti ve sınır çizmedi, ortaya böyle bir şey çıktı.

Sanat Terapisi dersleri şöyle işleniyor: Önce o günkü yöntemin sunumu ve açıklaması yapılıyor ve o yönteme uygun bir deneyimle (örneğin konu müzikse dinletilen bir müzik, vesaire) birlikte estetik kaygı gütmeden o deneyimin hissettirdiği şeyin esere dökülmesi isteniyor. Resim çizmek, yazı yazmak, seramik yapmak gibi çeşitli teknikleri bulunmakta. Özgür ifade teşvikiyle birlikte sanat terapistinin ya da dersi veren hocanın yönlendirmesiyle ilerleniyor. Daha sonra terapist bu çalışmayı birlikte değerlendirerek bunu anlamlandırma yolculuğunda danışana yardımcı oluyor. Bu bir süreç halinde işler ve süreç boyunca danışanda gelişen ilerleme gözlemlenir.

Sanat terapisinin bazı yaygın kullanım alanları şunlardır: Ruh sağlığı alanında (Depresyon, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, bağımlılıklar vesaire)

Travma ve kriz müdahalesinde, (Göç, deprem, afet, savaş gibi durumlara maruz kalan insanlarda gözlemlenen travmaların tedavisinde)

Çocuk ve ergen terapisinde, (Duygularını ifadede zorlanan çocuklar ve ADHD (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) ve otizm spektrumu bozuklukları bulunan çocuk ve ergenlerde)

Eğitim alanında, (Öğrencilerde özgüven, sosyal beceriler ve iletişim becerilerini kuvvetlendirmek için ve okullardaki rehberlik faaliyetletlerinde)

Sağlık ve rehabilitasyonda, (Kronik ağrı yaşayan hastalar, nörolojik hastalıklar: demans, alzhemier vesaire gibi alanlarda)

Adli alanlarda, (Cezaevlerinde tutuklu vr hükümlülerle çalışmak ve suç mağdurlarının rehabilitasyonunda) kullanılır.

Bence bu alanlardan en gerekli ve yararlı olanı kesinlikle adli alanlardır. Hem suç mağdurlarının rehabilitasyonu açısından hem de onarıcı adalet perspektifinden çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Onarıcı adalet, (bkz: restorative justice) bir suç meydana geldikten sonra yalnızca failin cezalandırılmasını değil, failin, mağdurun ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya ve aradaki ilişkinin onarılmasına yönelik bir adalet yaklaşımıdır. Temel ilkeleri şu şekildedir: Zarar gören kişinin yaşadığı mağduriyetin tanınması ve failin sorumluluk alması. Gönüllülük esasıyla tarafların bir araya getirilip çözüm üretilmesi, toplumun sürece katılıp bu onarıma destek olması. Bu doğrultuda sanat terapisinin failin işlediği suçu anlayıp sorumluluk almasında etkili olabileceğini düşünüyorum.

Sanat terapisi dersi alan iki arkadaşıma birkaç soru yönelttim ve sizler için cevaplamalarını istedim. Soru ve cevapları aşağıya bırakıyorum.

Sanat terapisi dersini almak hayatınızda bir şey değiştirdi mi ya da size bir farkındalık sağladı mı?

-Hayatımda bir şey değiştirmedi ama empati yeteneğimi kuvvetlendirdi.

-Bence hayat değiştirici bir farklılığı yok ama bir şeyleri sorgulamaya iten bir şey.

Sanat terapisi dersi boyunca yaptığınız etkinlikler travmalarınızı fark etme ve iyileştirme sürecinde sizi destekledi mi, desteklediyse ne kadar etkili oldu?

-Desteklemedi, daha çok travmalarımıza yönelik değil kendimizi tanımaya ve anlamaya yönelik gerçekleşti dersler.

-Desteklemedi, çok fazla etkili olduğunu düşünmüyorum çünkü belki daha profesyonel bir şey olsaydı olabilirdi ama sanatla ilgilenen insanların sanat terapisinde estetik kaygıyı terapiden daha önde tuttuğunu düşünüyorum. Bu yüzden tam amacına ulaşamıyor bence.

Arkadaşlarımın görüş ve eleştirileri bu şekilde. Şu konuda arkadaşıma katılıyorum: Bence sanat terapisini yapacak kişi sanatla ilgilenen kişi değil terapist olmalı; sonuçta estetik kaygı güdülmemesi gereken bir alan ve terapist bilgisi olmadan çözümleme ve anlamlandırma yapmak iki taraf için de zor olabilir ve profesyonellikten uzaklaşabilir.

Zaten daha yeni yeni ortaya çıkmış bir kavram ve gittikçe daha da ilerleyip profesyonelleşecektir. Ben de kendi deneyimlerimden yola çıkarak söylüyorum; evet dev bir etki bırakmıyor ama ufak ufak iç boşaltmak için gayet faydalı olabildiğini ve bana bir farkındalık kazandırdığını gördüm.

Sanatla kendimi ifade ederken bir yandan sorunlarımın çözümünü değilse de tanımını bulmuş oldum ki bu da tedaviye başlamak için çok önemli bir adımdır. Sanatın kesinlikle iyileşmenin bir parçası olduğunu düşünüyorum, etrafımda ruhsal bozukluklar yaşayan ama sanatsal üretim de yapan kişilere bunun ne kadar iyi geldiğini gözlemleyebiliyorum.

Hem onarıcı adalet noktasında hem de bireysel travmaların tespit ve tedavisinde sanatın gücünün daha kurumsal ve daha yaygın bir şekilde kullanılmasını dilerim.