Piyanonun Altında Bir Hikâye: Ikarus

Her hikâyenin bir ritmi, her ritmin bir hikâyesi vardır; bazen o ritim, insanın hırsla yükselip arzularında eridiği bir melodidir...

Tony Ann Hakkında

Virtüöz solo piyanist Tony Ann, hem yeni hem de eski tarzları nefes kesici bir etkiyle birleştiriyor. Kendini armoni uzmanı olarak tanımlayan Ann, her zaman sadece neoklasik ve enstrümantal müziğin değil, aynı zamanda popüler müziğin de sınırlarını zorlamanın yollarını arıyor. Icarus adlı eserinin müziğini de bizzat kendisi yaparak, bu sınırları kendi tarzıyla yorumluyor.

Müzikle Duygusal Bağ:

Bu hikâye, Tony Ann’in Icarus adlı eserinden ilham alarak yazıldı. Müziği ilk dinlediğimde o ritim bana hırsı, arzuyu ve insanın içindeki tükenmeyen isteği hatırlattı. Her tuş vuruşu sanki bir adım daha yukarıya çıkma çabası gibiydi… Ama aynı zamanda o yükselişin getirdiği düşüşü de içinde barındırıyordu.

Ayrıca, bu hikâye mitolojiden de esinleniyor; İkarus, Yunan mitolojisinde babası Daidalos’un yaptığı kanatlarla uçan bir karakterdir. Güneşe çok yaklaşması, kanatlarının erimesine ve düşmesine sebep olur. Tıpkı müzikte hissettiğim yükseliş ve düşüş gibi, mitolojik İkarus da insanın sınırlarını zorlamasının bedelini gösterir.

Kısa Özet:

İkarus’un hikâyesi, insanın sınırlarını unutup daha yükseğe uçmak istemesiyle başlar. Yunan mitolojisinde, usta bir heykeltıraş olan Daidalos’un oğludur İkarus. Babası ona, güneşe ve denize çok yaklaşmamasını öğütler; çünkü kanatlarını güneş eritebilir, ya da balmumu kanatlarla suya düşebilir. Ama İkarus durmak bilmez; sınırları zorlamak, yükselmek ona yetmez.

Güneşe yaklaştıkça kanatları erir ve düşmeye başlar. İşte o anda fark eder ki, en çok kendine yenilmiştir; hırsı ve doyumsuz arzusu onu uçurmuş, ama aynı zamanda düşürmüştür.

Bu hikâye, sadece İkarus’un değil, hepimizin içindeki o doyumsuz isteğin bir yansımasıdır. Bazen yükselmek isteriz ama unuturuz; her yükselişin bir bedeli vardır…

Her ritmin bir hikâyesi her hikâyenin de bir ritmi vardır. Sizleri müziğin ve hikâyenin ritmiyle baş başa bırakıyorum...

https://youtu.be/3T2Lyho_91Y?si=_K3d6F9Idysm8Rrb

Melodiyle Yükselip Sessizlikte Düşen İkarus:

Icarus – 3:20

Bölüm 1: İnsanoğlunun Hırsı (0:00 – 0:25)

İnsanoğlu ister, her şeyi tam olsun ister, mutlu olmak ister. […]

Sanki etrafında insanlar yokmuş gibi sadece kendisine ister. […]

Her yerde ana karakter olmak ve dünyanın onların etrafında dönmesini ister. […]

Kendisini bu aciz duygularda kaybeder. […]

Aslında yükseldiğini sanır, göklere çıkarır tüm benliğiyle ruhunu… […]

Lakin gün gelir bir bakar ki gittiği yol doğru yol değildir. […]

Bölüm 2: İkarus’un Başlangıç Uçuşu (0:26 – 0:55)

İkarus da böyleydi. […]

Önce tatlı geldi bu uçuşlar. […]

Kanatları beyaz ve mumdan yapılmıştı. […]

Güçlü gördü bu hassas kanatları. […]

Hayat sürekli uyarıyordu onu. […]

“Dikkatli ol, bir dahakine uyarmam!” uyarıları anlamadı İkarus. […]

Tadına vardıkça daha da yükseldi, canı daha çoğunu istedi. […]

Teslim etti kendisini bu doyumsuz hallere… […]

“Bir şey olmaz, öncekinde kurtardım yine kurtarırım.” […]

Bilmez ki doğa onu kollarının arasında tuttuğu içindi… […]

Bölüm 3: Hırs ve Yükseliş (0:56 – 1:55)

Kulak vermedi uyarılara. […]

Güneşin sıcağı ve ışıltısı ona tatlı geldi. […]

Sadece o yakındı, sabahın olmasını sağlayan bu yüce gezegene… […]

Kimse artık o saatten sonra ona o kadar da yakın olamaz diye düşündü. […]

Bir an önce yüce gezegene varmak istedi. […]

Çırptı mumdan yapılmış hassas kanatlarını. […]

“Daha yükseğe” diye söylendi kendi kendine. […]

Bakmadı ardına, geride bıraktıklarına… […]

Gözlerinin önünde hayatı film şeridi gibi geçmeye başladı. […]

Mutlu olduğunda yanında olan arkadaşları, her sıkıntısında yardım eden babası… […]

Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. […]

Düşündü geride kalanları. […]

Yardım edebilir aslında bunun farkındaydı. […]

Ama aldığı yol o kadar zor bir yoldu ki geriye dönüp tekrar başlamak istemedi. […]

Gökyüzünün serinliğindeydi artık. […]

Onları sanki yerin altında yaşıyormuş gibi gördü. […]

Sonunda geri dönmek istemediğini anladı. […]

Bölüm 4: Hırslı Karar ve Yükseliş (1:56 – 2:30)

Gözleri hırs bürümüş İkarus, kendi içinde geçerli sebepler bulmaya başladı. […]

“Geriye dönersem, tekrar buraya gelemem hem bana onlar iyiliklerde bulunmuş olabilir ama bende onlara elimden geleni yaptım. […]

Kimseye bakmadan devam etmeliyim hem ben yükseldikten sonra onları da yanıma alırım.” […]

O an bu sözler vicdanı biraz olsun susturmaya yetti. […]

Sakinleşen vicdanıyla daha da yükselmeyi arzuladı. […]

Sessiz ama bir o kadar da hırslı bir şekilde… […]

Tökezledi bazı yerlerde ama umursamadı. […]

“Yükseleyim ve artık o yüce gezegene varayım.” diye düşündü. […]

Yaklaştıkça sıcaklık bedenini sanki avcunun içine almış gibi kavramaya başladı. […]

Kanatlarından çatırdama sesleri yükseldi. […]

“Yardım edin!” diye avazı çıktığı kadar bağırdı. […]

Ama artık çok geçti. […]

Yerin altında yaşıyor gibi gördüğü yakınları ona artık çok uzaktaydı. […]

Bölüm 5: Düşüş ve Pişmanlık (2:31 – 3:10)

Anladı yaptığı hatayı, gökyüzünden ve onu yakmaması için adlandırdığı ‘yüce gezegen ’den özür dilemeye başladı. […]

Evrenden o sırada derin bir ses yükseldi. […]

”Seni uyarmıştım…” Bu ses sanki yerin altından gelen tok bir sesti. […]

O sırada tekrar gözlerinin önünden hayatı geçmeye başladı. […]

Bu sefer gökyüzüne doğru değil de denize doğru düşüşe geçti. […]

Denizin içinde köpek balıkları vardı. […]

Bunu fark ettiğinde gözlerinden yaşlar daha hızlı aktı. […]

Yere düşerken sevdiği insanlarla da tek tek yüz yüze geldi. […]

Aslında sandığı gibi yerin altında olmadıklarını hatta çok huzurlu bir yerde olduklarını fark etti. […]

Pişmanlığı her düşüşünde daha da artıyordu. […]

Vicdanı hiç olmadığı kadar, daha ağrılı ve sancılıydı… […]

Bölüm 6: Sonuç ve Mesaj (3:11 – 3:20)

En sonunda denizin derin maviliğine hapsoldu… […]

Bu hırslar bitirir biz insanları. […]

Her bir aşamada geride kalanları aşağıdaymış gibi görürüz. […]

Kim bilir belki de onlar için en iyisi orasıdır… […]