Postmodern edebiyat önerisi: Slaughterhouse V

Dilimize Mezbaha No 5 olarak çevrilen roman okunmadan önce bilinmesi gereken ilk şey yazar Kurt Vonnegut'ın bizzat eserde de bahsi geçen Dresden bombardımanında bulunduğu ve sorulması gereken ilk soru postmodern yazarlar tarafından sorulan sorunun aynısı olan Dresden ve Auschwitz gibi olaylardan sonra insanlığın artık ne üretebileceğidir.

Vonnegut ve aynı akıma mensup yazarların bu soruya cevabı saçmalık ve kara mizahtır. Çünkü bu isimler belirtir ki; Aydınlanma Çağı ile sözde olgunluğa erişmiş insanoğlu bu derece iğrenç suçlara imza atabiliyor ise, artık hiçbir şey üretmenin veya aktarmanın faydası kalmamıştır. Belki de Vonnegut'ın Slaughterhouse V romanını yayınlama tarihi ile Dresden Bombardımanı arasında bu kadar uzun zaman olmasının ardında yatan neden de budur, yazar bu kadar insanlık dışı bir olayı mantık çerçevesi içinde nasıl anlatacağını çözememiştir.

Vonnegut'ın bu soruna çözümü ise eserde saklıdır. Tıpkı Vonnegut gibi Dresden Bombardımanında bulunmuş ana karakter uzaylılar tarafından kaçırılır ve ona bizim zaman kavramımız dışında bulunan dördüncü boyutu tanıtırlar ve bu sayede bombardımanın üzerinde bıraktığı bütün tramvatik etkilerden kurtulur çünkü Dresden gibi olaylar onların zaman kavramına göre asla bitmez. Bunun nedeni ise zaman bizim algıladığımız gibi düz bir çizgi halinde ve tek seferde yaşanan bir şey değildir. Sonsuz bir dögü halinde tekrar tekrar yaşanacaktır ve zamanda yapılan atlamalar sayesinde tekrar ziyaret edilebilir. Ayrıca bu zaman algısına sahip varlıklar hayatlarının her anında hem Dresden gibi olaylarda hem de yaşamlarındaki çok güzel anlarda aynı anda bulunmaktadır.

Kısacası Vonnegut bu soruya aslında iki şekilde cevap verir. İlki gerçekten eserlerinin dilinde de görülebilecek kara mizah ve saçmalıktır. İkincisi ise Slaughterhouse V örneğinin alt metninde uzaylıların zaman algısı sayesinde gözüken ve belki de bir savunma mekanizması olarak kabul edilebilecek, insanoğlunun en kötü özelliklerinden biri olan kanıksamaktır.