"Prison Break" - 2
Prison Break dizisinin 5.sezonu hakkında inceleme.
Normal şartlar altında bu yazıları bölmemem gerekiyordu ancak dizinin çekilme durumunu göz önüne aldığımızda bu bölmenin çok da mantıksız olmadığını düşündüm. Çünkü Prison Break'in ilk 4 sezonu yayınlandıktan 8 yıl sonra 5.sezon yayınlandı. Tabii dizinin bitişindeki Michael'ın ölümü dizi izleyenlerini oldukça sarsmıştı. Bu da oldukça tepki çekmişti. Dizi böyle bitmemeliydi falanlar filanlar. Bu kadar tepkinin sonunda da diziye yeni bir final çekildi. Gelin hep beraber bu "final" sezonunu inceleyelim.
Dizinin son sezonu T-Bag'in Yemen'den aldığı bir postayla başlıyor. Bu postayı açtığında Michael'ın aslında ölmediğini ve Yemen'de bir hapishanede tutulduğunu görüyor. Bunun üzerine T-Bag hemen Lincoln'e gidiyor ve fotoğrafı gösteriyor. Lincoln de Sara'ya gidip olayı anlatıyor ve Yemen'e doğru yola çıkıyor. Yemen yolculuğu öncesinde eski dostları C-Note ile konuşuyor ve C-Note da onunla beraber geliyor. Asıl tehlike Yemen'dedir çünkü Yemen'de savaş vardır. Bu savaş her an hapishaneye gelebilir. Michael Yemen'deki hapishaneden kaçar ancak bu sefer de teröristler peşine düşer. Bir şekilde onları da atlatır ve ABD'ye geri döner.
Macera burada bitmez ve Michael'ın asıl hedefi ABD'de yer alır zira onu zorla hapishanelere yollayan ve oralardan sürekli birilerini kaçırmasını isteyen birisi vardır. Michael'ın hedefi bu kişiyi ele vermek ve bu eziyetten kurtulmaktır. Bu noktada da ona arkadaşları yardım eder. Bu oldukça tehlikeli olacaktır çünkü bu kişi eli ayağı oldukça uzun ve tehlikeli birisidir. Normalde bu yazıyı yazmadan önce bu kişinin kim olduğunu da yazmak isterdim ancak biraz da diziyi merak etmenizi istedim yalan değil.
Sonuç olarak geldiğimiz noktada hâlen Prison Break için yeni sezon konuşuluyor. Bana göre 5.sezon oldukça gereksizdi ve ben gayet ilk 4 sezonun hatrına izledim. Gayet olmasa da 0lurdu tadındaydı. Sürekli koş koş şeklinde geçen bölümler beni biraz irite etti. Arada geçen yıllar hiç anlatılmıyor, diğer mahkumlar ne durumda bunu bilemiyoruz. Kaldı ki zaten ilk 4 sezon bittiğinde hikâye gayet bitmiş bir durumdaydı. Tadında bırakılması gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemize baktığımızda da bu durumun oldukça yaygın olduğunu görüyoruz aslında. Mesela Sihirli Annem ya da Çocuklar Duymasın dizileri. Gönül isterdi ki bu diziler de tadında kalsın ve aklımızda o efsane hâlleriyle kalsınlar. Yazıyı bitirirken söylemek istediğim şey; Prison Break her şeye rağmen çok güzel ve özel diziydi ve ilk sezonu gelmiş geçmiş en iyi dizi sezonudur.