Resim

Ben mi çizdim, ben mi ittim o odaya?

Bir resim çizsem bir duvara, bir evi tasvir etsem. Bir yaşam, bir insan, bir hayal.. Bir yaşam ki hiç yaşanmamış; bir insan, bir insan ki hiç sorgulamamış, bir hayal ki hiç kurulmamış. Bir masa çizerdim odanın ortasına, iki kanepe. Pembeye boyardım kanepeleri eğer boya kalemlerim olsaydı ama siyahtır boyalarım, karadır ellerim, kollarım.. Bir paket masanın ortasında, bir de saksı, şişeden bozma. Nefes alıyor da veriyor sanıyorlar bitki ama çok olmuş öleli aslında. Tek ölü o da değil bu arada.

Neyse, bir gölge önce masada. Elinde bir sigara camda, konuşur durur masadaki ölü yaprakla. Daha sonra bir battaniye üzerinde, koltukta, burada titrer ellerim çünkü tanıyan bilir, titrektir ressamın elleri biraz da. Bulanmış adam bu yüzden. Zihnine bulanmış, yaşanmışlıklara bulanmış daha sonra, biraz da yaşanmamışlıklara.. Dayanamamış, kalkmak istemiş sonra kalkamamış, dolanmış paçalarındaki yıllara ve de yollara. Biraz daha bulanmış bu sefer adam, paçalarından çıkmış yukarıya bulanmışlıklar önce vücuduna, daha sonra kollarına. Belki de ölürdü orada. Yaşayan pek bir şey yoktu zaten odada. Bu değil miydi onu yıllarca cezbeden, içine çeken zaten aslında..?

Korku mu bu hissettiği, bıkmışlık mı? Kara mı cidden bu resim bu kadar, titriyor mu ellerim kalemi tutmayacak kadar? Yaşıyor mu şişedeki yaprak veya nefes alıyor mu hâlâ yerdeki adam? Ben mi çizdim bu resmi duvara yoksa ben geldiğimde var mıydı? Daha mı iyi çizerdim eğer ruhum bu kadar daralmasaydı? Belki de pembe bir kalemim olsaydı.. Titremeseydi ellerim, kararmasaydı gözlerim bu kadar, kalır mıydı adam yerde o kadar?

Ben miyim Allah'ım, ben mi ittim o adamı oraya, ben mi çizdim, ben mi koydum o odaya? Sen misin Allah'ım, sen mi ittin, sen mi çizdin beni buraya, sen mi koydun beni bu yola.! Yardim et, tut ellerimi titremesin bir daha belki daha iyi çizerim bu sefer resmi bu duvara. Bakacak yüzüm olur belki de yerdeki o adama. Veya belki de onun da benim de ihtiyacımız olan tek şey biraz hava biraz da sigara.