Robert Downey Jr.'ın İlham Verici Hikayesi
Sevgi bir yıkımı düzeltebilir. Her şey çok kötüye bile gitse umudunuzu asla kaybetmeyin.
Tam adı Robert John Downey Jr. olan 1965 yılı New York City doğumlu aktör şanssız bir çocukluk geçirmişti. Erken yaşlarda babasının uyuşturucuya teşviği yüzünden uyuşturuya bağımlı hale geldi. Robert 5 yaşındayken babası Downey Sr.'ın filminde ilk rolünü almıştı. Oyunculukla da uyuşturucuyla da erken yaşında tanışmış biriydi.
Tiyatrolarda sahne aldı ve filmlerde birçok küçük roller aldı. 1984 yılında Firstborn adlı filmde oynama fırsatı buldu. Robert'ın yeteneği tiyatro ile sınırlı değildi, aynı zamanda müzisyenlik de yapıyordu. 1985 yılında Saturday Night Live'da çıktı fakat bu da iyiye gitmedi. 1987'de Less Than Zero adlı filmde uyuşturucu bağımlısı bir genci canlandırdı ve başarılı bir performans gösterdi. Filmde bir nevi kendisini canlandırıyordu. Bebekken ve büyürken etrafı bağımlılarla çevrili olan bir adam gençlik yıllarında bu beladan kurtulabilmiş miydi? Maalesef, hayır. Birçok yapımdan bağımlılığı yüzünden kovuldu. Dalga konusu oldu ve eleştirmenler tarafından damgalar yedi. Rehabilitasyona girdi. Less Than Zero filminden sonra büyük yapımlarda rol aldı.
1992'de Chaplin filminin başrolünü kaptı. Bu rol ile öyle bir güç kazanmıştı ki bu rolü için Oscar'a aday gösterilmişti. 2000'lere kadar birkaç kez tutuklandı. Rehabilitasyon-hapis cezası aldı. Oradan kaçtı. Sonrasında arabasında silah, kokain, eroin bulundu ve oradan da kaçtı. 1 ay sonra komşusunun ihbarıyla yakalandı, mahkeme rehabilitasyona gitmesine ve düzenli uyuşturucu testi vermesine karar verdi. Robert testlerden birini vermedikten sonra hapse mahkum edildi. Salındıktan sonra da düzenli bir şekilde rehabilitasyona gitmesi, uyuşturucu testi vermesi gerekiyordu. Bu şekilde bir inişli bir çıkışlı hayat sürmeye devam etti. Rol aldığı bir diziden uyuşturucu alışkanlığından dolayı atıldı. Hapis yerine mahkeme kararlı uyuşturu tedavisi aldı. Tam bir çöküşteydi. Evsizdi, başarısızdı, rol alıp etrafı kasıp kavuracağı yapımlardan atılıyordu. Bundan sonra ne olacaktı?
Onca hapis günleri ve tedaviden sonra Robert çalışmaya hazırdı. Artık tamamen iyileşme sürecindeydi. Birkaç yapımla anlaştı. O sıralarda Susan Levin ile çıkmaya başlamıştı ve Kiss Kiss Bang Bang'de başrol aldı. Bu film de başarısız olmuştu. 2004'te ilk müzik albümünü yayınladı. Büyük ses getirmediği için ikinci bir albümü çıkarmaya sıcak bakmadı. Ama Susan Levin onun hayatında çok büyük bir ses getirecekti. Susan'ın içinde endişeler vardı. Robert'ı bir iki kez reddetti. Eğer uyuşturucu hayatına girerse Susan onun hayatından çıkardı. Çift 2005'te evlendi. Susan'ın Robert'ın hayatındaki etkisi bu kadar büyüktü.
Her şey şimdi başlıyordu. 2008'de Iron Man filminde başrolü kaptı. Bu rol için sıkı hazırlanmıştı. Yepyeni bir insana bürünmüştü. Daha sağlıklı, daha özgüvenli ve daha mutluydu. Iron Man adeta Robert ile bütünleşmişti. Iron Man sonrasında kariyerindeki esas ses getiren filmlerde rol aldı. Sherlock Holmes, Avengers serisi, Spiderman: Homecoming, Dolittle ve Oppenheimer onun ses getiren filmlerinden oldu. Oppenheimer'daki Lewis Strauss rolüyle bu yılın Oscar ödüllerinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü almaya hak kazandı. İşte diyorum ki nereden nereye...
Robert Downey Jr.'ın büyük bir rol model olduğunu düşünüyorum. Her ne olursa olsun umudumuzu kaybetmediğimizde ayakta kalabiliriz. Onun bu yaşam öyküsü de birçoğumuza ilham olabilir. Çöküntüden ve yıkımdan ibaret iken bazen bir insan hayatımıza gelir ve her şeyi değiştirir. Ben bundan ibaretim, asla değişmem dememek gerek.