Bir Zombi Romantizmi: Sıcak Kalpler

"Aşk, ölüleri bile diriltir."

14 May, 20243 min read

Zombiler ve romantik komedi, bir araya gelemeyecek gibi görünen iki tür, değil mi?

Ancak, "Sıcak Kalpler" filminde bu iki türü bir arada izliyoruz. Türkçe'ye "Sıcak Kalpler" olarak çevrilen (orjinali "Warm Bodies") bu film, Isaac Marion'un "Sıcak Bedenler" romanından uyarlanmış bir zombi romantik komedi filmi. Başrollerini Nicholas Hoult ve Teresa Palmer paylaşıyor. Bence çok da yakışmışlar. Yıllar önce film arayışım sırasında tesadüfen denk geldiğim fakat daha önce izlemediğim için pişman olduğum bir film oldu. Çünkü, şu ana kadar izlediğim romantik komedilerden daha farklı bir konusu var. Film zombilerden beklenen tipik özellikleri tersine çevirerek özellikle başrolü romantik ve duygusal biri olarak bizlere sunmuş. Konusundan habersiz ve beklentisiz bir şekilde izlediğim için film benim beklentilerimi karşılamıştı. Kısacası, izlemesi keyifli bir film fakat yüksek beklenti ile izlemeyin!

Film içinde birçok şey bulunduruyor. Benim en şaşırdığım ve beğendiğim şeylerden biri, filmin içerisinde çeşitli Shakespeare göndermelerinin olmasıydı. Şimdi filme kısa bir bakış atalım.

Filmin başında, başrolümüz R'yi kendisiyle konuşurken görüyoruz. Tam ismi bilinmiyor çünkü karakterimiz zombi olmadan önceki hayatını hatırlamıyor. R diğer zombilerle birlikte havaalanında yaşıyor. Avlanmaya çıktıkları sırada, aynı yere ilaç bulmak için gelen Julie ile karşılaşıyorlar. Ne kadar romantik olmayan bir sahne olsa da, R Julie'nin sevgilisini yedikten sonra, bu ikilinin aşkının tohumları atılıyor. R, Julie'yi yemek yerine koruma içgüdüsü ile onu kurtarıp evine götürüyor. Kendisinin de neden bunu yaptığını sorguladığını görüyoruz.

Julie başta korksa da, zamanla R'den korkmaması gerektiğini anlıyor. Birlikte geçirdikleri vakit arttıkça, R Julie'ye daha da aşık oluyor. Ayrıca R'de hem içsel hem de dışsal olarak insani özellikler ortaya çıkmaya başlıyor hatta bir noktada kalbi yeniden atıyor.

Daha sonra, Julie'nin eve dönüş yolculuğu başlıyor. Bu yolculukta tabii ki eşlikçisi R. Yolculuk sırasında Julie, diğer zombilerin de insani davranışlar sergilediğini fark ediyor.

Filmin devamında, R ve Julie birlikte insanlar ve zombiler arasındaki savaşı bitirmeye çalışıyor. Film boyunca aşkları giderek artan bu çiftimiz filmin sonunda amaçlarına ulaşıyorlar. R ve Julie'nin aşkı, insanların ve zombilerin birlikte yaşayabileceği yeni bir dünyayı seyirciye sunuyor. İşte aşkın iyileştirici gücü!

Gelelim referanslara;

En belirgin referans, başrollerimizin isimleri. R ve Julie isimleri aslında Shakespeare'in "Romeo ve Juliet" trajedisinden esinlenilmiş.

"Romeo ve Juliet" aşkının karşılaştığı en büyük engel, aileler arasındaki düşmanlıktı. Bu filmde de benzer şey mevcut. Zombiler ve insanlar birbirine düşman, bu da R ve Julie'nin aşkını zorlaştırıyor.

Son olarak, "Romeo ve Juliet"in ünlü balkon sahnesi de filmde mevcut