SAHAFLARIN BÜYÜSÜ

Gözlerinizi kapatın ve sahafların içine adım attığınızda hissettiklerinizi düşünün. İşte size o hissi anlatacağım.

Kitap okumak, kitabın içinde yaşamak, karakterlerle bağ kurmak gerçekten çok farklı bir dünya. Ancak bunun dışında en az bu kadar haz veren bir diğer şey ise hiç kuşkusuz sahafları dolaşmak diyebiliriz.

İçeri adımınızı attığınız ilk anda sizi az biraz karanlık ve eski bir koku karşılar. Asla aklınıza kötü bir koku gelmesin, bu hafif ağır koku o güzelim eski kitapların kokusudur. Yerde bazen eski halılar olur, hani o çocukluğumuzun klasik desenli halılarından, bazen de bir masanın üstü bir yığın kitap dolu.

En sevdiğim yanlarından biri de elinizdeki eski veya yeni bir kitabı sizden alıp okumadığınız bir kitabı memnuniyetle size vermeleri. Değişik bir döngü aslında ama çok işlevsel.

Kitap kurtları bilirler ki yepyeni bir kitabın kokusu okuyucuyu yeni bir maceraya hazırlar, peki ya eski kitaplar? Eski kitap kokusu kadar insana huzur verebilen pek az şey olduğu kanısındayım. İçeri girdiğiniz anda sizi yakalayıp içine alan o dünya, büyülü bir dünya.

Eski kağıt kokusu, kitaplardaki ufak notlar, daha önce başkasının eline değmiş bir kitabı okumak bana her zaman daha farklı bir bakış açısı vermiştir. Acaba benden önceki kişi bunu okurken ne düşündü, bu notları hangi bakış açısıyla aldı, ondan önce de başka birisi okumuş muydu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Ne zaman bir sahafa girsem aynı duyguyu yaşıyorum. Yaşanmışlık hissinin çok özel olduğunu ve sahafların bu güzel büyüsünün buradan geldiğine inanıyorum.

Eğer imkanınız varsa sahaflardan alın kitaplarınızı, farklı bir haz olduğunu göreceksiniz. Bazen de sadece rahatlamak için gidin oralara, duygu durumunuzun çabucak değiştiğini, sizi büyülü havasıyla dinginleştirdiğine şahit olacaksınız.