Sahi bu hafta ne dinlesek serisi 2

Taze taze müzikler ekledim yeni listeye.

Dimitro- Islandman-elis dubaz: En son geçen kış uniq'te islandman'ın konserini izlemiştim ve tadı hâlâ damağımda doğrusu. Şamanizm ve mistisizm dolu uzun, dinlendirici bir tarzları var. İnsanın ruhuna işliyor ezgileri, belki de sadece ben öyle hissediyorumdur dans ederken bilmiyorum ama bu işin hakkını verdikleri âşikar.

Aloha- cristobal tapia de veer : Bu hafta "the white lotus " dizisine başladım ve açıkçası dizinin kendisi kadar jeneriği de çok hoşuma gitti. Ormanın içinde müzik açıp, gelişigüzel sesler çıkarıyormuşuz gibi düşünün. Ama bu sesler de bir araya geldiğinde bir âhenk oluşturuyormuş gibi aynı zamanda, böyle bir tadı var bence dinlerken.

The girl with the sun in her eyes-jay-jay johanson: Ortalıkta hâlâ Evgeny Grinko'nun valse'nin konuşulduğu şu zamanlarda ben kendimi şahsen bu şarkıya kaptırmaktan muazzam zevk alıyorum. Uzaklardan hafif bi Hania Rani kokusu geliyor başta sonra tekrar Jay-Jay Johanson Bey yok yok deyip milyon tane şeyi kafadan geçirtiyor 2dk 42sn'de.

Kiss in taksim square-michelle gurevich (chinawoman): İnsanı 2013 türkiye'sine götüren özel bir şarkı kanımca. Gurevich'i her dinlediğimde sesi tokat gibi bana çarpsa da bu kadar etkilemesinin altında güzel bir neden var deyip dinlemeye devam ediyorum her seferinde.

Volta-boogie belgique: dışarıda kulaklıkla dinlerken sürekli sokak değiştirtecek bir şarkı olma potansiyeli taşıyor. Yer yer beni hüzünlendirdiği kısımları saymazsak genel olarak dinamik ve heyecanlandıran bir havası var.

Çalma listesine şu bağlantıdan erişebilirsiniz https://open.spotify.com/playlist/1gXa49sqdZxBEHMzqM5wID?si=e320943e17a646a4