Sessiz olun, ben depresyondayım.

Ya da olmayın, bırakın uyansınlar

Depresyon, bazen hiçbir şey olmamasına rağmen içinden hiçbir şey gelmemesidir. Güneş doğar, çay demlenir, insanlar giyinip evden çıkar. Ama sen yataktan kalkmak istemezsin. Uyandığın an, gün değil, yük başlar.

İnsanlar sorar, “Nasılsın?” diye. İyiyim dersin, çünkü başka bir cevabı yoktur o sorunun. Kimseye ne diyeceksin ki? “Boşluktayım” mı diyeceksin? “İçimde hiçbir şey kalmadı, nefes almak bile yoruyor” mu?

Bir şeyi çok istiyorsun aslında. Ne olduğunu sen de bilmiyorsun ama sanki bir şey eksik. Her şey var gibi ama hiçbir şey yerli yerinde değil. Kalabalığın içinde yalnızsın, sessizliğin içinde gürültü var. Gülüyorsun, çünkü alıştın. Herkesin alıştığı gülümsemeyi takınıyorsun ama gözlerin hep biraz uykusuz, biraz kırık.

Bazı günler hiçbir şey yapamıyorsun. O gün sadece var olmakla geçiyor. Dişini fırçalamak bile büyük bir zafer, telefonlara cevap vermemek bir tür savunma mekanizması oluyor. Her mesaj bir ağırlık, her ses bir yük gibi geliyor. Sessizlikte boğuluyorsun, ama ses de batıyor.

Yalnız kalmak istiyorsun ama bir yandan biri gelsin, seni bulsun, sarsın istiyorsun. Ama işte öyle de olmuyor. Çünkü anlatmak da istemiyorsun. Anlamayacaklarını düşünüyorsun. Zaten sen bile kendini anlamıyorsun. Sanki içinde biri var ve seni aşağıya çekiyor. Neşeli anılar bile ulaşılmaz geliyor artık. Gülmek eskiden çok kolaydı, şimdi neredeyse hatırlayamıyorsun bile.

Zaman geçiyor, günler birbirine benziyor. Bazen hiçbir şey değişmiyor ama sen içten içe tükeniyorsun. İnsanlar seni hâlâ aynı zannediyor. “Sen güçlü insansın, geçer,” diyorlar. Ama güçlü olmak istemiyorsun bazen. Sadece biri gelip “tamam, ben buradayım” desin istiyorsun. Susarak bile olsa yanında dursun.

Ve sonra... bir gün çok küçük bir şey oluyor. Bir kelime, bir müzik, bir yabancı sana iyi gelen bir cümle kuruyor. Belki bir çocuğun gülüşü, belki güneşin sabah odana düşme şekli. O an içindeki karanlığın tamamı değil ama küçük bir köşesi aydınlanıyor. Belki iyileşmiyorsun hemen, ama bir yerden başlıyorsun. Derin nefes almayı hatırlıyorsun. Ağlamanın kötü bir şey olmadığını, konuşmanın yük değil, bazen ilaç olduğunu fark ediyorsun.

Depresyon sessizdir. Ama o sessizlikte bile, bir gün umut kendi yolunu bulur. Çünkü içindeki en karanlık gece bile, sabahı bir yerde saklar.