Simone De Beauvoir ve Günlük Rutinleri
''Ya olduğum gibi alın ya da bir kez daha vurup öldürün beni. Çünkü değişmeyeceğim.''
Simone De Beauvoir (1908-1986), Fransız asıllı bir yazar ve filozoftur. Varoluşçuluk, feminizm üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapmıştır. En önemli eserlerinden olan İkinci Cins, toplumsal cinsiyetin sosyal ve kültürel boyutlarını incelemiştir. Yaşamında felsefe, sosyoloji alanlarında çalışmış, editörlük yapmış, feminizm üzerine yazılar yazmıştır ve varoluşçu felsefe ile ilgilenmiştir. 1986'ya dek bu çalışmalarını sürdürmüştür.
Beauvoir için genelde gün içinde yapılması gereken belirli işler ve bu işler için ayrılmış zaman dilimleri bulunmaktaydı. Ona göre güne başlamaktan pek hoşlanmasa da sabahın erken saatlerinde uyanıp hazırlanmalı, bunun içinse hızlı davranmalıydı. Güne başladığında çayını içer, sonrasında ise sabah saat on gibi çalışmaya koyulur ve bu öğlen bire kadar devam ederdi. Çalışma masasında sürdürdüğü bu rutinini bitirdikten sonra öğle saatlerinde dışarı yemeğe gider, arkadaşlarıyla ya da Sartre ile görüşür, konuşurdu. Öğleden sonra beş civarlarında tekrar çalışmaya dönerek akşam dokuza kadar da bu çalışmalarını sürdürürdü. Bu rutine uyum sağlamayı ise zahmet çekmeden gerçekleştirirdi. Ayrıca yazdığı yazılarını da kontrol ediyor, belirli zamanlarda yazdıklarını gözden geçiriyordu.
Günlük rutinlerinin dışında yurt dışı seyahatleri de hayatının bir parçasıydı. Ancak uzun süreli ve günlük işlerini aksattığını düşündüğü bu tatiller onun düzenini olumsuz etkiliyordu.
Beauvoir, gündelik yaşamı sırasında bir ilişki içinde olduğu Sartre ile sık sık bir araya geliyor, paylaşımlar yapıyordu. Çalışma sırasında aldığı notlar, edindiği bilgileri Sartre ile görüştüklerinde paylaşıyor, bu da rutininin bir parçası haline geliyordu. Beauvoir sabahtan öğlene kadar kendi işine yoğunlaşarak çalışıyor, çoğunlukla da bunu tek başına gerçekleştiriyordu. Sartre ile öğle saatlerinde verdiği aralarda görüşebiliyor, yemek yiyor ve konuşuyor, sonrasında tekrar çalışmalarına döndüğünde bunu Sartre ile gerçekleştirebiliyorlardı. Birlikte Sartre’ın dairesinde de öğleden sonraki çalışmalarını sessizlikle bitirdikten sonra geri kalan zamanları bilgi paylaşımları, sohbetler, sosyal etkinlikler ya da hane içerisinde radyo dinlemekle dolduruyorlardı.
Simone De Beauvoir, yaşamında kendine özgü belirli bir düzene sahip olarak günlük rutinlerini devam ettirmiştir. Hatta Claude Lanzmann, 1950’li yıllarda sevgilisi olarak bilinen bir film yapımcısı, Beauvoir için bu günlük pratiğin düzen ve sadeliğin yaşamında bilhassa oluşturulduğundan bahsetmiştir.