Tanrılar Okulu
Düşle, düşle, düşle... asla düşlemekten vazgeçme. Gerçeklik arkasından gelecektir
Sonra bir sabah uyandığınızda gelen kuş sesleri, anımsadığımız hatırınızdaki içinizi ısıtan bir gülüş belki ilk yürümeleriniz ilk kez sınıfın önünde yaptığınız kendinizi tanıtırken içinizdeki yoğun utanma duygusu. Bir sabah veya herhangi bir zaman diliminde gerçek anlamda gözlerinizi dünyanıza açtığınızda kendimize neden bu kadar acıyı, anılara erişemediğimizi anladığımız o boşluk hissini ve şanslıysak günlerce değilsek yıllarca yaptığımız bireysel mahkumiyetin pişmalığını hissedeceğiz. Acılarımızın bizi mahkum etmesinden bahsediyorum ki yazımı kolay anlatması zor olan bir hikaye bu.
Hayatlarımızı berbat hale getiren uykuda olma halimiz ve mutluluğu dışarıda bulma arayışımızın bağımlılığıdır. Kimimiz gerçekte nasıl bireyler olduğumuzu görmemek için yoğun çalışma temposununun içine gireriz. Çünkü içimiz daha çok işin kaybolmayla eşit anlamlara geldiğini bilir.
Bir süre sonra fark ettim ki bu 'yaşam telaşı' dediğimiz durum bizim uydurmamız. Açıkça konuşmamı isterseniz arkasına sığındığımız bir barikat. İş arkadaşlarımız hakkında iyi ya da kötü konuşur, bir şeylerin yolunda gitmediğinden dem vurur, işlerin nasıl da kötüye gittiğinden bahsederiz. Sizi bilmem ama bu yolu ezbere bilen birisi olarak söyleyebilirim ki bu çürüme hali işlerin kesinlikle ters gittiğinin hatta virajı dönemeyip köprüden aşağı sert bir şekilde düşmenize yol açacağının bir işaretidir.
Eğer köprüden düşmediysenin ve her gün aynı yolu gidiyorsanız muhtemelen hayatınızın neden bu kadar berbat olduğunu, neden kötü olarak tanımladığınız kişileri her gün görmek zorunda olduğunuzu ve insanların ne kadar değiştiğini söylenip duruyorsunuz demektir. O zaman size şunu söylemeliyim ki ''Hey! paradokstasın, acil çıkış kapısı sağda hızlan. ''
Önceki yazılarımda da vedalaşamadığın kişi, olay her ne ise onunla başka insan suretlerinde ya da başka olaylar ışığında karşılaşacaksın. Kötü olan karşındaki değil senin kendini sevmemene sebep olan olay. Kendinizle yüzleşmeden tekrarlanan olaylar bitmeyecektir.
Önem derecesini arttırmamız gereken bir diğer husus da her şeyin kötü sonuçlanacağına dair verdiğimiz yüksek inanç seviyemiz. Evet kötü olarak gördüğümüz sonuçta olaylarla karşılaşıyoruz belki her gün. Ama bunun nedeni kara kedi inancıdır. Kayıtlara geçsin bu buluş şahsıma aittir. Evet dağıtmadan toparlıyorum hemen. Kara kedileri şansız varlıklar olarak görürüz bu tanıdık geldi mi? Kendimizi onlardan farksız hayal edemeyiz ve hatta daha da kötüsünü hayal ederiz. Her şeyin kötü sonuçlanacağına dair endişelerimiz kendimize olan inancımızla takas etmez isek size kötü haberim bu hiç bitmeyecek. Çok etkilendiğim bir cümle var.
''Dünya böyledir, çünkü sen böylesin.'' İçinde karmaşa hakimse dışında memnun olmayan ve sakinliğe hiç ulaşamayan sen varsın. İçinde güvenemiyorsan kendine etrafında ne yaparsan yap sana güvenemeyen insanlar bulacaksın. Nasıl bir dünya istiyorsan onu düşle, istediklerinle yaptıkların çelişiyorsa değiştir kendini ve geçmişini affet.
Yeterince merak ettiyseniz kitabın ismi Tanrılar Okulu. Okuduktan sonra kendinizin düşmanı olduğunuzu fark etmeniz çok zamanınızı almıyor. Ve size yürüdüğünüz yolda rehberlik ediyor. Her sene okumayı düşünüyorum. Çünkü biliyorum ki bu değerli bilgileri nefes alıp vermek gibi hatırımda tutmalı yola öyle devam etmeliyim.
O halde kulak verelim,