TARİHE YÖN VEREN KADINLAR 2: GÜNAHKAR MARGARET SANGER

Kadınların kültürel, ekonomik ve cinsel hayatta özgürlüklerini elde edebilmek için verdikleri mücadelelerden en çarpıcı olanı...

Kadınların kültürel, ekonomik ve cinsel hayatta özgürlüklerini elde edebilmek için verdikleri mücadelelerden en çarpıcı olanı elbette doğum kontrolüdür. Peki, günümüzde bu kadar yaygın ve yasal olan doğum kontrolü nasıl ortaya çıkmıştır?

14 Eylül 1879 doğumlu olan hemşire Sanger, New York’un aşağı doğu yakasında yoksulluğu, kontrolsüz doğurganlığı, yüksek oranda anne ve çocuk ölümünü gözlemledikten sonra, her kadının ailesini planlamaya hakkı olduğunu söyleyerek 1914’te çıkarmaya başladığı feminist dergi The Woman Rebel’de (Asi Kadın), tarihte ‘doğum kontrolü’ terimini ilk defa kullandı ve “kiliseden ya da devletten bağımsız anne olma hakkının feminizmin temeli olduğu” savı ile mücadelesini sürdürdü. Aynı zamanda Family Planning (Aile Planlaması) adlı broşürler dağıttı.


Postayla doğum kontrolü yanlısı yazı dağıtmak suçundan yargılandıysa da bu dava 1916’da düştü. Aynı yıl kız kardeşi Ethel Byrne ile birlikte daha sonra Planned Parenthood olarak isimlendirilecek ABD’nin ilk doğum kontrol kliniğini açtılar. Kliniğin açılmasından dokuz gün sonra tutuklanan Sanger, ilk seferinde 500 $ kefaletle çıkarılıp eve gönderildi.

Çalışmaya devam etti ve polisler ikinci kez kliniğe geldiklerinde Margaret Sanger’i üç kişiye doğum kontrolü için danışmanlık yaparken ve gebeliği önleyici araçları tanıtırken buldular ve kamu huzurunu bozmakla suçlanarak 1917’de 30 gün ıslahevinde kaldı. 1921’de bugünkü Amerika Aile Planlama Federasyonu’nun öncüsü olan Amerikan Doğum Kontrol Birliği’ni (sonraki ismiyle Amerikan Planlı Ebeveynlik Federasyonu) kurdu.

Bu esnada dergideki yazıları bir anda dini grupların günahkar listesine girmesine neden oldu. Bu dönemde yaptığı toplantılar ve basın açıklamaları yasa ve din adamlarınca soruşturma ve tartışma haline geldi.

1927'de Cenevre'de ilk Dünya Nüfus Konferansı'nın toplanmasına öncülük etti. 1953'te kurulan Uluslararası Aile Planlaması Federasyonu'nun ilk başkanı oldu. Hindistan ve Uzakdoğu ülkelerinde doğum kontrolü konusunda çalışmalar yaρtı.

1950’lerde Sanger, ABD’li Gregory Pincus’a doğum kontrolü için hormon kullanımının mümkün olup olmadığı hakkında bir çalışmanın yapılabilirliğini sordu. Sanger ve Pincus’un haberi olmasa da o tarihlerde Mexico City’de bir araştırmacı, yaban patatesiyle yaptığı çalışmalarla ovulasyonu (yumurtlamayı) baskılayan progesteron hormonu haplarını bulmuştu.

Pincus ise Katherine McCormick isimli bir feministin ekonomik desteğiyle, ovulasyonu baskılama üzerindeki çalışmalarını sürdürdü. Pincus’un hayvan deneylerini takiben, jinekolog John Rock kadınlar üzerinde bu hormon haplarını denedi ve 1956’da ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bu ilaçların menstruasyonun düzenlenmesi amacıyla kullanımına izin verdi. Doğum kontrolünün pek çok eyalette yasak olduğu ABD’de 1950’lerde aniden bir “menstrual düzensizlik salgını” başlamıştı. Enovid adı verilen ve ilk olarak adet düzensizliklerinin tedavisinde kullanılması için onay verilen Margaret’in istediği “sihirli hap”, aynı zamanda güvenli bir doğum kontrol hapı olarak kanıtlanınca, istenmeyen gebeliklerin engellenmesi için de kullanımına 1960 yılında izin verildi.

Margaret Sanger tarafından başlatılan kadınların doğum kontrolü kullanma hakkı çalışmaları sonucunda, 1965'de kadınlar kanunen doğum kontrolü hakkını kullanabildiler. Margaret bir ateist olarak, "Medeniyetin Mihveri" (The Pivot of Civilization) adlı eserinde Кatolik Kilisesi'nin doğum kontrolü iςin "doğal değil" demesini eleştirerek, bir anlamda feminizmin ilk dine zıt konuşmalarını yaρmıştı.

Yaşamı boyunca kadınların kendi bedenleri üzerinde söz hakkına sahip olabilmeleri için çalışmalar yapan Margaret Sanger 6 Eylül 1966 tarihinde yaşamını yitirdi.