Unutulmaz Bir Çiçek: Unutmabeni Çiçeği
Hatıralarda kalacak ve adı gibi unutulmayacak bir çiçeğe, "Unutmabeni çiçeğine" dair kısa bir yazı.
Adının kendisini yansıttığı ve rivayetlerin ona ismini bahşettiği küçük bir çiçek "Unutmabeni." Boraginaceae yani Hodangiller familyasına ait kendisi. Hodangiller, otsu ve sert tüylü bitkilerden oluşan geniş bir aile. Yapraklarındaki sert tüylere fazla temas edilmesi sonucunda cilt sorunlarına yol açabilmesi sebebiyle nazikçe bahşedilen sevgiyi arzulayan bir çiçek.
Çalı veya ağaç şeklinde bir arada yaşamlarını idame ettirirken de görebilirsiniz onları, gölgede kendi hâlinde çok da zahmet istemeyen bir ifadeyle nefes alıp verirken de...
UNUTMABENİ ÇİÇEĞİNİN İSMİNE ETİMOLOJİK BİR BAKIŞ
Farklı dillerde farklı isimlerle veya aynı dilde yöresel olarak değişen adlandırmalarıyla karşılaştığımız Unutmabeni çiçeğinin adı, Yunanca "fare kulağı" anlamına gelen Myosotis isminden geliyor. Bu ismi de baharda açan 5 adet küçük mavi taç yapraklarının şekli sebebiyle üstleniyor.
Yaygın Türkçe kullanımı unutmabeni, beni unutma veya mine olarak görülse de Orta Çağ vakitlerinden itibaren Fransızca "ne m'oubliez pas" ismi İngilizceye de "forget-me-not" olarak geçmiştir.
Farklı anakaralarda farklı türleri olan Unutmabeni çiçeği yalnızca mavi renk değil, pembe veya beyaz renklerde de açabilir. Hatta zamanla renklerini değiştirebilirler. Bu renk değişiminin sebebinin de alacalı ve insanda hayranlık hissi uyandıran taç yapraklarından toz alan diğer canlılara artık polen veya meyvenin kalmadığına dair bir uyarı neticesinde olduğu düşünülür.
Değişen yalnızca renkleri değil, aynı zamanda konumudur. "Myosostis alpestris" türündeki Unutmabeni çiçeği, İngilizcede Alpine forget-me-not ve Türkçede de Alp unutmabeni çiçeği olarak adlandırılır. Tüm ülkece bilinip korunan, belirli ilçelere veya eyaletlere ait resmiyet kazanan çiçekler de vardır. Alp unutmabeni çiçeği ise ABD'de Alaska eyaletinin ve Birleşik Krallık'ta Westmorland ilçesinin resmi çiçekleri olarak kabul ediliyor.
UNUTMABENİ ÇİÇEĞİNİN ANLAMLARI VE HİKÂYESİ
Arzularını adında taşıyor kendisi. Kültürel veya coğrafi olarak değişen anlamları olsa da vermek istediği mesajları kavramak o kadar da zor değil aslında.
Ufak taç yapraklarının üzerindeki bu ağır mânâlar sebebiyle de gerek unutulmayan arkadaşlara gerekse gerçek âşka inandıran sevgiliye bir hediye olarak bahşedilebilir. Hatta öyle ki Japonya'da gelecek umudunu ve vaatlerini de simgeliyor kendisi. Alzheimer Derneği ise bir simge niteliğinde kullanıyor kendisi küçük ama anlamı büyük olan Unutmabeni çiçeğini...
Kendisinin baş rolde olduğu ve adının çokça zikredildiği birçok rivayet de var aslında. Fakat bu yazıda yalnızca bir tanesini ele alıp kulağını çokça çınlattığımız çiçeğe şimdilik veda edeceğiz.
Orta Çağ'da bir gün, bir şövalye ve sevgilisi Tuna Nehri kıyısında yürürken suyun üzerinde akıp gitmekte olan küçük ve mavi bir çiçek fark ederler. Şövalyenin sevgilisinin bu küçük ama göz alıcı çiçeği çok beğenip arzulaması üzerine şövalye, nehre eğilip çiçeğe uzanır. Fakat koca bir talihsizliktir ki şövalye bir anda kendisini nehrin akıntısına eşlik ederken bulur. Çiçeği, karada onu korku ve endişe dolu gözlerle seyreden sevgilisine fırlatırken tek bir tümce fırlar onun da ağzından.
"Unutma beni..."