Ya Tanrı'yı Yanlış Numaradan Arıyorsak?
"Birisi herkesi kandırıyor. Bu dünyada insanlarla Tanrı arasındaki iletişim sistemi çökertilmiş. Herkes yanlış numarayı çeviriyor..."
Neden inanırız ya da neye inanırız? Bu soruları oturup ciddi ciddi düşünmeyiz belki ama istemsizce verdiğimiz cevaplar yaşamımızı şekillendirir.
Bu soruları gerçekten düşünmüş ve vermek istediği mesajla zihnimizde yeni ufkular açacak bir film biliyorum: Peekay (PK)…
Baş rollerinde Aamir Khan (Peekay), Anushka Sharma (Jaggu), Sushant Singh Rajput’un (Sarfaraz) yer aldığı 2014 yapımı bilim-kurgu ve komedi filmi olan Peekay; inanç konusunu geniş bir açıdan ele alarak inanırken yaptığımız yanlışları hemen eğlenceli hem de öğretici bir şekilde gözler önüne seriyor.
Bir uzaylı olan PK, dünya üzerinde araştırma yapmak için gezegeninden ayrılarak Hindistan’daki Rajasthan eyaletine geliyor. Yeni şeyler keşfetmenin heyecanı ile etrafına bakınırken bir hırsız tarafından uzay gemisinin uzaktan kumandası çalınıyor.
İşte hepimiz için asıl macera burada başlıyor. Bir an da dünyanın kötü yüzüyle karşılaşan PK, artık gezegenine nasıl döneceğini düşünmek zorunda kalıyor ve bu dönüş hiç de kolay olmuyor maalesef.
PK, insanlardan yardım isteyerek gezegenine geri dönmenin yollarını ararken onlardan hep “Sana sadece Tanrı yardım edebilir, senin işin Tanrı’ya kalmış” sözlerini işitir. Hal böyle olunca gezegenine geri dönmek için Tanrı ile görüşmeye karar verir. Artık tüm sorun Tanrı’ya nasıl ulaşacağını bulmaktır. Hindistan, birçok farklı dinin bir arada yaşandığı bir ülke olduğundan gerçek Tanrı’ya ulaşmak PK için hiç de kolay olmuyor. Üstelik PK insanları gözlemlese de tam olarak ne anlattıklarını anlayamaz. Bu sırada şunu fark eder: “Gezegenin dilini öğrenmek aradığını bulmak için önemliydi. Dil olmadan hiçbir şeyin mümkünatı yoktu.” Bunu fark ettikten sonra PK insanlardan gördüğü her şeyi en ince ayrıntısına kadar gözlemliyor ve onlar gibi davranarak Tanrı’ya ulaşmaya çalışıyor ancak çabaları bir türlü istediği sonucu vermiyor.
Dünya yolculuğu esnasında PK’in yolu Jaggu isimli bir televizyoncu ile kesişiyor. Jaggu, PK için hem gezegenine ulaşma yolculuğunda bir yardımcı hem de daha önce bilmediği özel bir duygunun yani aşkın simgesi oluyor. Jaggu için ise PK dünyada kaybolmuş masumiyetin özel bir temsilcisi oluyor. Ayrıca sevdiği adama (Safaraz) da onun sayesinde kavuşuyor.
“Birisi herkesi kandırıyor. Bu dünyada insanlarla Tanrı arasındaki iletişim sistemi çökertilmiş. Herkes yanlış numarayı çeviriyor. İnsanlar doğru yolu bulana kadar yanlış numaraları göstermeliyiz.” PK’nin bu sözleri Jaggu’nun aklına muazzam bir fikir getirir. Jaggu ve PK, insanlara gerçek Tanrı bilincini kazandırmak için güçlü bir direniş başlatırlar: Yanlış Numara Direnişi…
PK’nin masumiyeti ve Tanrı arayışı ile başlayan Yanlış Numara direnişi, ellerinde bulundurdukları güç ile masum ve çaresiz insanların inançlarını sömüren kötü insanlara karşı büyük bir yankı uyandırır. Hindistan’da bu kötülüğün en önemli temsilcisi ise Tapasvi’dir. Tanrı ile direkt iletişim kurduğunu söyleyip insanları hem maddi hem manevi olarak sömüren bu sözde din adamı Jaggu’nun düzenlediği bir televizyon programında PK ile bir araya gelir ve filmin bizlere vermek istediği mesaj şu diyalogda açıkça görülür:
PK’yi sorularıyla küçük düşürmeye çalışan Tapasvi şunları söyler: “İnsanların çektikleri sıkıntılara dair herhangi bir fikrin var mı? Kimileri yiyecek bir lokma bile bulamıyor. Kimileri başını sokacak bir yuva bulamıyor. Kimileri dertleşecek bir arkadaş bile bulamıyor. Her gün birçok insan kendini öldürüyor, neden? Çünkü umut edecekleri bir şeyleri yok. Tanrı’ya tapınma ve emirlerini yerine getirip dua etme dışında. Bunlar insanlara umut veriyorsa sen kim oluyorsun da bunu onların elinden alıyorsun?”
PK ise tüm bu sözlere karşı insanlığa ders olacak şu sözleri söyler: “Bir zamanlar hiçbir şeyim yoktu, sahip olduğum tek şey Tanrı idi. Tanrı inancı insana umut verir. Umudun olunca acıya dayanma gücün artar. Ancak bir sorum olacak, hangi Tanrı’ya inanacağız? Sen sadece bir Tanrı var diyorsun ama ben iki Tanrı var diyorum: Biri bizi yaratan biri de sizin yarattığınız. Bizi yaratan ile ilgili bir şey bilmiyorum ama sizin yarattığınız aynı sizin gibi küçük, yalancı, hastalıklı, boş vaatler veren, zenginliklere öncelik veren, fakirleri aşağılayan, küçük şeylerle insanları korkutan… Doğru numara ise çok basit. Bizi yaratan Tanrı’ya inanın, ona güvenin. Kendi yarattığınız sahte tanrıları ise yok edin. Senin Hindu ya da Müslüman ya da başka bir şey olduğunu gösteren işaretin nerede? Bu işaret Tanrı’dan kaynaklı değil sizlerden kaynaklı. Bu farklılık insanların birbirini yok etmesine neden oluyor. Bu dünyanın en tehlikeli yanlış numarası.”
Peekay, İngilizce “gözlemlemek” anlamına geliyor. Kahramanımız da ismine yaraşır şekilde dünyada bulunduğu kısa zaman diliminde inanç sistemindeki yanlışları gözlemleyerek kendi yarattığımız zorlukların içinde nasıl kaybolduğumuzu, sorgulamadan çevirdiğimiz yanlış numaraların bizi hiçbir zaman doğruya yönlendirmeyeceğini gösteriyor. Oysaki inanmak, insanı sömürmemeli, ona umut ve mutluluk vermeli onu güzele yönlendirmeli.
Peekay, Bollywood sinemasının önemli oyuncularından Amir Khan’ın başarılı oyunculuğu ile fark etmeden aradığımız tüm yanlış numaraları yeniden sorgulayacağımız güzel bil film. Vaktiniz olduğunda muhakkak izleminizi öneririm.