Yeşil Çocukların Gizemli Diyarı: St. Martin Ülkesi
Fasulyelerin Peşinden, Başka Bir Dünyaya
Çok eski zamanlarda, sislerin ve efsanelerin birbirine karıştığı, zamanın neredeyse durduğu bir diyarda, İngiltere' de dilden dile dolaşan masalsı bir köy vardı. Woolpit köyü, rüzgârın eski taş duvarlar arasında fısıltılar taşıdığı, gece çöktüğünde yıldızların yeryüzüne daha yakın göründüğü, masalsı bir yerdi. Fakat Woolpit'in sakinleri bir gün, köyün hemen dışında, derin ve eski bir kurt kapanının dibinde, hayatlarında gördükleri en tuhaf manzarayla karşılaştılar.
İki küçük çocuk… Biri kız, diğeri erkek… Ama sıradan değillerdi. Tenleri bahar yapraklarının ilk filizleri kadar yeşildi, sanki doğrudan toprağın derinliklerinden kopup gelmişlerdi. Üzerlerindeki giysiler, köy halkının bildiği hiçbir kumaşa benzemiyordu. Dokuları incecik, ışık vurduğunda parıldayan, sanki yıldız tozuyla dokunmuş gibiydi.
Köylüler, bu tuhaf çocukları endişe ve merak içinde yanlarına aldılar. Fakat çocuklar ne konuşabiliyor ne de çevrelerindeki dünyayı anlayabiliyorlardı. Gözleri korkuyla açılmış, yabancı bir dilde mırıldanıyorlardı. Güneşin altın ışıkları yüzlerine vurduğunda, sanki uzun süredir karanlıkta kalmış gibi ürperiyorlardı.
Çocuklara yiyecek sunuldu, fakat onlar hiçbirini yemedi. Ne ekmek, ne elma… Ta ki biri, taze fasulye demeti getirene kadar. O anda çocukların gözleri ışıldadı, fasulyeleri açıp tanelerini çıkardılar ve ancak o zaman yemek yemeye başladılar. Bu tuhaf tercih, köylüleri daha da meraka düşürdü.
Zamanla çocuklardan biri, küçük erkek çocuğu hastalanıp soldu ve rüzgâra karışan bir melodi gibi bu dünyadan ayrıldı. Fakat kız çocuğu, zamanla konuşmayı öğrendi. Anlattığı hikâyeler, köylülerin tüylerini diken diken etmeye yetiyordu. Geldikleri yerin adını St. Martin Ülkesi olarak fısıldadı. Orası, gün ışığının asla tam ulaşmadığı, gökyüzünün sürekli alacakaranlıkta kaldığı, gölgelerle örtülü bir diyardı. Nehrin karşısında, başka bir ülkenin ışıkları dans ediyordu, fakat oraya gitmek yasaktı. Bir gün, kardeşiyle birlikte fasulye tarlasında gezinirken derin bir tünele denk gelmişler ve bu dünyaya düşmüşlerdi.
Köylüler, St. Martin Ülkesini merak etse de , oranın gerçekte var olup olmadığını asla öğrenemediler. Belki de bu, periler diyarından sızan bir fısıltıydı… Belki de dünya ile başka bir boyutun sınırında yaşanan bir kazaydı. Fakat o günden sonra Woolpit köyünün rüzgârları biraz daha fısıltılı esti, sisler biraz daha kalınlaştı ve köylüler her fasulye tarlasının ardında başka diyarlara açılan bir geçit olabileceğine inandılar.
Ve yeşil çocuklar efsanesi, yüzyıllar boyunca, her anlatıldığında biraz daha masalsı, biraz daha mistik hale geldi.